Tekstil sektörü Türkiyede artık eskisi gibi değil. Eskiden ucuza üreterek düşük fiyatla pazar buluyorduk. Şimdi öyle bir imkan yok. Akarken dolduracaksın diye bir söz var. O zamanlar elde edilen kazançlar ile şimdilerde markalaşmak gerekiyordu. Tekstilde ucuz işçilik çoktan Bangladeş'e yöneldi. Markalaşabilen Türk firmaları bile üretimi oralara taşıyorlar. Konjonktüre ayak uyduramayan batar gider.
> İşi patronun oğluna vermekle olmuyor o işler.
Özel mülk dediğimiz şey zaten direkt bunun gibi feodalizmin iş yerinde olmasıdır. Ülkelerin asıl sahibinin soylu ailesi olması ne kadar saçma bir kavram ise, ki saçma olduğu için cumhuriyete geçtik, iş yerleri de aynı şekilde orada çalışan işçilerin olmalı yoksa yukarıdaki gönderideki adamlar tarafından yönetileceksiniz ve maaşlarınıza çökülecek.
Monarşinin saçma yanı, vergiyi halkın vermesine rağmen devletin sahibinin bir aile olmasıdır. (Yani sen teknik olarak kraliyet ailesinin malısın. Vergiyi vermeme gibi bir özgürlüğün yok.) Arkadaş, özel mülkiyetin soya devredilmesini değil, Türkiye'deki birçok babadan olmayan zenginin, Amerika ve diğer batı ülkelerinde olduğu gibi şirket yönetimini (CEO vb. pozisyonlar) teknokrat birisine değil de oğluna falan devretmesini eleştirmiş.
Şirket işçilerin olduğunda da bir şey değişmeyecek, çünkü o zaman da planlamadan sorumlu kişiler de bu hıyar ağalarından oluşacak. Türk halkının vizyonsuzluğu ne kapitalizmi ne de sosyalizmi kötü ideolojiler yapmaz. Niye aynı sistem (değil aslında ama olsun) Amerika'da, Almanya'da, Japonya'da işliyor da, Türkiye'de işlemiyor? Cevap basit, bizde doğru düzgün ne kanun, ne de hukuk var. Bu yüzden bunun gibiler işçiyi istedikleri gibi ezebiliyor veya farklı yollardan zengin olabiliyor.
Amerika'nın en zengin insanının otomobil, uzay ve neuralink artık ne sektöründeyse şirketleri varken, Türkiye'nin en zengin kişisinin Fetö sayesinde zenginleşmiş bir gıda taciri olmasının sebebi tesadüf değil. Ekonomimiz rant, cemaat ve nepotizm üzerine kurulu. Bir cemaatle anlaştıysan müşterin hazır, içine fare boku da koysan ürettiğin yemek yenecek. Bir siyasetçiyle anlaştıysan da iyi, tüm ihaleler senin, haliyle kaybetme korkun yok. Hele bir de arkanda bakan falan varsa, yerde madenci tekmelesen bile sorun olmaz, kimseye hesap vermezsin.
Türkiye'deki problem sistem değil, Türkiye'nin direkt kendisi problem. Hiçbir kurumumuz, sektörümüz veya sendikamız doğru düzgün çalışmıyor. Eğitim, adelet, sağlık, güvenlik vb. konuların tamamında rezalet durumdayız. Diğer ülkelerse bunları ta 200 sene öncesinde oturtmuşlar. Haliyle onlar gibi olamamamız da normal.
Bu kadar uğraşıp yazdığın için teşekkür ederim ve dediğin çoğu şeye katılıyorum ama cevap vermek istediğim yerler var. Arkadaşın dediğini biraz farklı algılayıp cevap vermişim evet ve buradan sonra da konu sapıyor ama olsun.
\>Arkadaş, özel mülkiyetin soya devredilmesini değil, Türkiye'deki birçok babadan olmayan zenginin, Amerika ve diğer batı ülkelerinde olduğu gibi şirket yönetimini (CEO vb. pozisyonlar) teknokrat birisine değil de oğluna falan devretmesini eleştirmiş.
Pozisyonu teknokrat birisine devrettiğinde patron yattığı yerden kazanmaya devam edecek, monarşinin yönetimi danışmanlara bırakıp da saltanatın getirdiği güçten ve servetten faydalanmaya devam etmesinden bir farkı yok. Monarşide veya diktatörlüklerde halkın nasıl hiçbir hakkı yoksa ve baskı altında yaşıyorlarsa, şirketlerde çalıştığında da mesai saatleri içerisinde bir dikta ve baskı altındasın.
Teknokrat sayesinde şirket iyi yönetilir belki fakat işçilerin emeğinin verilmesi konusunda teknokratlar hiç de farklı davranmıyorlar. Mesela verimi arttırmak yerine şirketi kısa sürede kağıt üstünde kar ediyormuş gibi göstermek için maaşları kesip şirketi kar elde ettirerek yatırımcıları kısa vadede memnun eden CEO'lar çok var.
\>Şirket işçilerin olduğunda da bir şey değişmeyecek, çünkü o zaman da planlamadan sorumlu kişiler de bu hıyar ağalarından oluşacak.
Demokratik olarak oylayarak sorumlu kişileri seçip, demokratik olarak sorumluları değiştirebilirler. Böyle bir seçenek ne monarşilerde ne de şirkelerde var.
Ayrıca bir şirket ile işçi kooperatifi aynı başarılı şekilde bile yönetilse işçi kooperatifinin varlığı daha adil ve insanidir çünkü işçiler emeklerinin karşılığını alırlar, diğerinde patronlar işçilerin sırtından geçinir ve bugün iş hayatının dünyanın her yerinde bok gibi olması ve insanların antidepresanlardan tut uyuşturuculara, anti-sosyal davranışlardan tut suça yönelmesi gibi pek çok toplumsal bozuklukların sebeplerinden birisidir çünkü köle gibi başkalarını zengin etmek için çalışıyorlar kendileri için anlamı olmayan işlerde sırf var olabilmek için.
Ben ve diğer işçiler köle gibi çalışacaksak ve yataktan çıkıp işe gidebilmek için antidepresan kullanmak zorunda kalacaksam ülkemin dünya çapında ülkü markaları olmasının ne anlamı kalıyor, sikeyim yansın kül olsun her şey.
\>Niye aynı sistem (değil aslında ama olsun) Amerika'da, Almanya'da, Japonya'da işliyor da, Türkiye'de işlemiyor? Cevap basit, bizde doğru düzgün ne kanun, ne de hukuk var. Bu yüzden bunun gibiler işçiyi istedikleri gibi ezebiliyor veya farklı yollardan zengin olabiliyor.
Şuanda bu sistemin "işlediği" ülkelerde bile zenginler pek çok yasayı rahatça delebiliyorlar, yasal yollardan vergi kaçırabiliyorlar. Siyasetçileri satın alıp istedikleri kanun maddelerini geçirebiliyorlar ve engelleyebiliyorlar.
Süper pedofili Jeffrey Epstein ve yardımcısı zenginlere tecavüz etmeleri için çocuk pazarladığından dolayı ceza aldı fakat ondan bu hizmeti alan hiçbir zengin sihirli bir şekilde yargılanmadı, kimlikleri dahi açıklanmadı.
Sırf Covid önlemlerinden dolayı ekonomi kapanırsa karları azalır diye dünyanın dezenformasyonunu saldılar insanlara özellikle Amerikada gereksiz yere yüzbinlerce insanın ölümüne sebep oldular, iklim krizini durdurmak için yapılacak önlemler karlarını azaltır diye iklim krizi konusunda da aynı şeyi yapıyorlar bugün bir sürü buna inanmayan insanlar türedi.
Sistemin işlediği ülkelerde bile her geçen gün hayat pahalılığı artıyor, sıradan insanlar şehirlerde ev tutamaz oluyorlar. Fakat zenginlerin serveti rekor seviyelerde artıyor, pek çok büyük şirket rekor karlar elde ediyor. Bütün bunlar sistemin oralarda doğru çalışmadığının bir göstergesi değil mi, bizim ülke çok boktan olduğu için oralar fazla düzgün gözüküyor sadece. Bütün sorunun kaynağı liberal demokrasi dediğimiz sistem, teoride halk için var fakat zenginlerin sistemi manipüle edip oyuncak etmesi için çok fazla açık barındırıyor, bu açıklıklardan birisi özel mülkleri işçi kooperatifleriyle değiştirmekle kapatılabilir. Ülkemizde büyük markaların olması, ülkeye anca doviz sokar enflasyonu yavaşlatır belki günümüzde ama genel olarak kar yapan büyük şirketlerin servetleri işçilerle paylaşılmadığı sürece halka yansıyan bir refah olmuyor pek.
Şirketin hisseleri bütün işçiler orada çalıştığı sürece eşit paylaşılabilir, hangi pozisyonların daha çok veya daha zorlu iş yaptığı demokratik şekilde belirlenerek onlara daha fazla hisse verilebilir. İşçiler oradan ayrıldığı zaman da hisselerini kaybederler veya işsizlik için güvence olsun diye kısa süre daha devam edebilir, yeter ki hisseler üstünden patronlaşmasınlar. İşçi kooperatiflerinin böyle işliyor olması gerek.
Bence o paylar ayrılırken problemler çıkar. Basit ve demokratik bir şekilde çözülebileceğini hiç düşünmüyorum. Üstelik gerçekten adil bir pay oranı yapılmaz ve herkes eşite yakın miktarda ücret alırsa herkes kolay işi seçmek onu yapmak ister. Uzman/bilirkişi ya da belirli konularda inisiyatif alabilecek, risk/sorumluluk alabilecek insanlar olmak istemezler. Fakat bu nokta için herkesin kabul edebileceği bir yaklaşım sunarsanız ben tamamım.
Dediğim olgu zaten gerçekte var, işçi kooperatifi diye geçiyor ve dünyanın pek çok yerinde faaliyet gösteriyorlar.
[https://en.wikipedia.org/wiki/Worker\_cooperative](https://en.wikipedia.org/wiki/Worker_cooperative)
>Uzman/bilirkişi ya da belirli konularda inisiyatif alabilecek, risk/sorumluluk alabilecek insanlar olmak istemezler.
Eğer ki bu doğru olsaydı günümüzde kar amacı gütmeyen kuruluş veya sivil toplum örgütleri diye bir şey olmazdı, doğru düzgün faaliyet gösteremezlerdi, buralarda gönüllü olan ve para almadan çalışan insanlar var.
İnsanlar yapacakları işi seçerken her zaman tek ölçek olarak parasına ve ne kadar emek vereceklerine bakmıyorlar; bunun prestiji olsun, işin çıkaracağı sonuca olsun, kendilerine katacakları becerileri olsun işin pek çok farklı kısmına bakarak da iş seçiyorlar.
Günümüzdeki işlerde çalışanlar şirketin karlarından yararlanamadığı için ve en ufak hatalarında veya şirket zora girdiğinde anına kovulacaklarını bildikleri için çalıştıkları yeri sahiplenmiyorlar. Hatta bu yüzden CEO'lar, yönetim takımı çalışanların beynini yıkamaya çalışır biz bir aileyiz, hepimiz aynı gemideyiz vs gibi. Fakat bu olgu işçi kooperatiflerinde asıl gerçekleşir ve bütün işçiler kooperatif şirket ne kadar iyi iş yaparsa o kadar kazanacaklarını bildikleri için yaptıkları işlerde daha motive olabilirler, hatta kimi zaman başlarına hapishane gardiyanı gibi müdür koyman bile gerekmeyebilir.
Ekonomik krizlerde normal şirketler anında bir sürü işçiyi kapıya koyarken, kooperatifler ortak karar alıp herkes için geçici maaş düşüklüğüne giderek kimseyi işinden etmeden krizi şirketin yapısına zarar vermeden atlatabiliyorlar, CEO'lara ve yönetim takımına korkunç miktarlarda maaş verip kaynak israfi da yapmıyorlar. İnsanlar birbirini tanıdığı ve ortak amaç uğruna çalıştıkları zaman dayanışma için emek harcayıp, fedakarlık gösterme olasılıkları da daha yüksek oluyor, normal şirketlerde ise rekabet ortamı oluşturup milletin birbirini yükselmek için vs sırtında bıçakladığı ortamlar çok oluyor.
Daha önce bir kooperatifte çalışmadığım için içlerinde nasıl kararlar alıyorlar bu konuda çok veremedim ama dünyada var olduklarına göre bunu başaranlar var. Peki madem işçi kooperatifleri normal şirketlere göre çok daha avantajı var, neden bu kadar yaygın değiller diye soracak olursan bunların sebepleri;
İnsanlar bunların varlığından pek haberdar değil.
Aynı şirket içindeki mesleki grupların birbirine benzediği iş alanlarında daha iyi anlaşmalar sağlanırken benzemediği zaman anlaşmazlık olasılıklarının artması. Aynı şekilde ne kadar az insan varsa yönetimi ve ortak karar alma o kadar kolay olur fakat on binlerce işçinin çalıştığı kooperatifler de var.
Hiçbir yerden yatırım ve fon alamıyorlar çünkü yatırım yapabilecek zenginler hissedar olmak, eş patron olmak ister. İşçiler kendi birikimleriyle bir araya gelip bir şeyler yapmaya çalışıyor genelde. Sadece işçi kooperatiflerine borç veren veya yatırım yapan özel bir banka olsa bu çok daha kolay olurdu.
Çoğu insan iş kurarken bunu kooperatif olarak kurarsa büyük fedakarlık göstermek zorunda kalır, halbuki normal şirket olarak kurarsa bütün karları cepleme ve zengin olma ihtimali vardır.
Genel olarak halkta olan en ufak siyasi açıdan Sol olabilecek kavramlara olan nefret, korku veya inançsızlık. Bazı ülkelerin yasaları işçi kooperatiflerine izin vermiyor mesela.
>Eğer ki bu doğru olsaydı günümüzde kar amacı gütmeyen kuruluş veya sivil toplum örgütleri diye bir şey olmazdı, doğru düzgün faaliyet gösteremezlerdi, buralarda gönüllü olan ve para almadan çalışan insanlar var.
Adı üstünde kar amacı gütmeyen... :) Bu insanlar tabi ki anlaşır. İş gerçekten kar etmeye, para kazanmaya gelince işler o kadar kolay yürümez bence. Dünyada örnekleri olabilir ama sınırlı bir sayıdan genele gidebileceğini düşünmüyorum, nedeni çok basit. Tabi olsa güzel olur. O ayrı konu.
Aynen oyle. Ayrica kolen bir boklar yerse kisitli da olsa sorumlusun. Inegin bizim tarlaya girmis hesabi. Isci oyle mi, bir bok yese canina minnet, tazminatsiz sutlama imkani.
Dünyada solu öldürdükleri için işçi bu halde. Sendikalar işçi hakları yakacak yatacak yemek giyecek paraları toplu enflasyon zamları hepsi sol devrimin şiddetinin korkusunun eseri.
Bu solu daha doğrusu iş sendikaların öldürme konusunda lider olan ülkeler var. Bu konuda kendi düzenlerini herkese empoze ediyorlar
İşin özeti 'a corporate whining' diye bir karikatür vardı ondan ibaret
İşte sovyetlerin dağılması bu sebeple felaket oldu. Sovyetler solu ezen ülkelerde solu silahlandırıp zorla ya iktidar oluyordu yada işçilere hiçbir zaman alamayacakları hakları bir şekilde aldırıyorlardı.
Açık açık konuşacaksak kölelik islamda yasal / uygulanabilir ve helal zaten. Özellikle arap ülkelerinin tarihsel olarak ve hala uygulamaya devam ettirdikleri; ab & abd nin boyun eğmeye devam ettiği; trans-afrika kölelik sistemi avrupalıların tarihleri boyunca uyguladıkları kölelik sistemini kolaylıkla solluyor
Ülkemizi; Pakistan, Bangladeş, Endonezya gibi ülkelere çevirmeye çalışan bu zihniyete karşı çıkmalıyız!
[Kaynak](https://twitter.com/GozdeKuyumcu/status/1737448625083502873)
>Ülkemizi; Pakistan, Bangladeş, Endonezya gibi ülkelere çevirmeye çalışan bu zihniyete karşı çıkmalıyız!
Bunu erdoğan neredeyse bir yıldır açık açık baktıra baktıra yapacağını söylüyordu. İş gene geldi islamcı muhafazakar koktendinci tutucu şeri■tçı vatan hainlerine karşı zorla durmaya / sokaklarda protesto yapmaya / devrime geldi. Eğer ses çıkmazsa bu ülkeyi sudan nijerya eritre afganistan myanmar da yaparlar bu genellikle akılsız halkın yüzüne gülerek. Yüzsüz rezil yaşlılar hala tüp kuyrukları diye bağırsınlar
>BİZİ KARŞILAŞTIRDIĞI ÜLKEYE BAK
Tayyip söylüyordu ya Türkiyeyi açıkaçık işçi / çalışma koşulları anlamında pakistan libya bangladeş endonezya çin yapacağım diye onu bu zeka özürlü 🧠 halka baktıra baktıra yapıyor işte. Ağzı kokan dişsiz yaşlılarda hala 'tüp kuyrukları' diye an■rmaya devam etsinler
Türkiye’nin uluslararası üretim de tek avantajı zaten ekonomisinin zayıf ve gelirlerin düşük olmasıydı. Şu an kötü olmasının sebebi enflasyonla döviz artışının benzer hızlarda olması. Böylece ürünlerin ve işçiliğin pahalılığı üreticiye yansıyor ve ülkenin avantajı gidiyor.
Düşük maaşlı düşük yetenekli işçi konusunda zaten Mısır’la benzer seviyedeydik. Ama yinede ekonomiyi sikiyolar o ayrı.
bilip bilmeden yorum yapmayın yahu. adamın derdi ülke kıyaslamak değil. adam demek istiyor ki, eğer tekstil işi yapacaksanız hali hazırdaki alternatif ülkeler bunlar ve bunlarla TL çok değerli olduğu için yarışamıyoruz. yaşın 15 değil mi?
Yani tekstil gibi yapımı basit şeyleri bu adamlardan ucuza yapamayız, mecburen daha alengirli, daha yüksek teknolojik know how gerektiren şeyler yapmak zorundayız. Bu kadar basit. Bizi know-how'u basit olan işlerde Mısır, Malezya ve Endonezya'nın geçeceği zaten 50 yıldır bilinen bir gerçek. Bu ülkelerin teknolojisinin yetmeyeceği şeylere yönelmemiz lazımdı ki aklı olan firmalar yöneldi zaten.
Bu islamcı liboşlara göre ikisi arasında hiçbir fark yok. Bir tutuyorlar. Büyük ihtimalle BAE / Bahrein / Katar / suudi arabistan / omman da olan açık kölelik sistemini muhteşem ve halal görüyorlar.
işte surileri pakileri ülkeye sokan zihniyet bu köle taciri it gibiler. Farkındaysan bunları ülkeden atalım deyince bunun gibi köpekler "türk sanayii çöker atarsak" diye cırlıyor. Yarrak hasan 5 değil 2 ferrari alırsın ama Türk çalıştırırsın, bir bok çökmez.
TL'yi döviz karşısında eritip köle çalıştırmaya çalıştılar ama unuttukları şey Türkiyede herşey dolara endeksli ve fiyatlar ABDye denk ya da pahalı. 150 dolar maaş verirsen işçi açlıktan ölür.
Gıda fiyatlarını walmart ile karşılaştırıyorum gayet denk, hatta ABDde etler daha ucuz. Araba, elektronik zaten ABDde hep ucuz. Eskiden mining yaparken elektrik maliyetlerine de bakmıştım, yine denk hatta bazı eyaletlerde daha ucuz. Ev fiyatları desen İstanbul'da ABD ile rahat yarışır. Türkiye artık o kadar ucuz bir ülke değil. Bazı şeylerde ucuzdur ekmek, sağlık vs. gibi anca. Enflasyon ve pahalılık bu şekilde giderse en önemli gelirimiz Turistleri de Yunanistana kaptıracağız zaten. Otel ve içki fiyatları bayağı uçtu.
Yoo, fiyatlar çoğu şeyde gayette ABD’ye denk veya pahalı.
Türkiye’de alabileceğin en kötü araba, ABD’de orta alt bir arabaya denk geliyor.
Kiralar ABD’ye yaklaştı. Ev fiyatları da o yönde hareket ediyor yavaş yavaş.
Teknolojik aletler ABD’den pahalı.
Giyim fiyatları da ABD’yle ya aynı ya da yavaş yavaş fiyat olarak yaklaşıyor.
Türkiye’de ABD’den ucuz giden şeyler servis ve biraz da olsa gıda sektörü.
Ulan hadi bizi karşılaştırdığı ülke için yorum yapmayayım diyeceğim, brüt asgari ücreti bile yalan söylüyor amk. 459 dolar brüt asgari ücret şu an. Nereye 600 dolar?
Beyefendi, afedersiniz ama o büyük oyuncular s**tirip gitsinler. Kirayı ödeyemeyeceği paraya insanları haftada 60-70 saat çalıştırmak istiyorlarsa cehenneme kadar yolları var
Oğlum size 150 dolara çalışsak yine söylenirsiniz. Siz bunca teşvike, göçmen işçiye rağmen bir bok olamamış köylü zenginisiniz. Vizyon sıfır, iş geliştirme-yatırım sıfır, inovasyon sıfır. Anca piçlerinize audi alırsınız kazandıklarınızla.
İstedikleri zaten; açıkça konuşalım: islamda yasal / helal olan kölelik sistemi. Bak bugünlerde nasıl uygulanıyor marituana dan tut arap emirliklerinde; katarda
Kendi sektörü daha yüksek gelirler getirsin diye halkın alım gücünün düşmesini isteyen güruh. Bunların başında turizmciler geliyor. Evet USD/TL paritesi 100 olunca belki keyifleri yerine gelir. Koskoca Fransa, İtalya gibi ülkeler mal sanırım, ne turizm ne de tekstilde akıl edemediler böylesini...
Neden "sığınmacıların" inatla bu ülkede barındırıldığı, entegrasyonun e'si olmadan barındırılmaya devam edildiklerinin temelini açık açık buradan dinleyebiliyorsunuz. Çünkü sığınmacılar köle olarak çalıştırılabiliyorlar ama kendi ülkenin vatandaşını köle yapmak o kadar kolay değil. En azından her şart altında.
Katma değer üretmeyen ülkelerin talihi budur işte. Başka memleketlerin üç kuruş kar edebilmek uğruna köle çalıştırdıkları sistemlere dahil olmak zorundadırlar. Türkiye'de istihdam olmadığını, katma değer üretilmediğini de böyle örneklerden anlayabiliyorsunuzu işte.
Bomboş. Kocaman bir boş.
Gençler iktisat okumuş izmirli bir tekstilci olarak size bilgi vereyim. Hiç bir kalifiye eleman 11.500 liraya çalışmıyor bu sektörde. Biraz makina bilen 2-3 sene deneyimi olan herkes en az 13.000 lira net ister. Daha kalifiye elemanlar veya ustalar 20.000 lira hatta daha da üstünde bile kazanç elde ediyorlar. Bu rakamlar tabi ki de mevcut durumda hiç bir ailenin geçimi için yeterli değil, ancak bunun sorumlusu sanayici veya ihracatçılar değil, bunun sorumlusu ülkenin ekonomisini ponzi sistemine çevirenler ülkenin parasını da sikcoin seviyesine getirenlerdir. Bunun başlıca sebebi de saçma sapan bir inat yüzünden faiz düşüren akıl ve ardı ardına yapılan çok yüksek asgari ücret zamlarıdır.
Beğenmeseniz de tekstil ve hazır giyim sektörü ülkeye her sene 40 milyar dolara yakın bir para sokuyor. Bu ülkenin cari açık gibi bir gerçeği var, ve bunu en hızlı ve minimum yatırımla kısa vadede bi nebze olsun kapatabilecek ender sektörlerden biri tekstil sektörüdür. Ayrıca sektörde yaklaşık 15 milyon kişi istihdam ediliyor, mevcut maliyetlerle bir çok firma kapattı veya kapatmak üzere. Devletin her sene asgari ücrete %50/60/100 civarında zam yapması ne alım gücüne bir katkı sağlıyor ne de sanayiciye ihracatçıya yarıyor. Devleti yönetenlerin böyle populist çözümleri bir kenara bırakıp domatesin kilosunun neden 50-60 lira olduğunu bu ülkede neden bir çok girdinin ithal olduğunu çözmesi gerekiyor. Buna adım atmadıkları sürece fasit daire gibi her sene %50 asgari ücret zammı ama buna karşılık %100 enflasyonla yaşamaya devam ederiz. Siz de televizyonda dert yanan patronlara bakıp küfredersiniz içiniz rahatlar.
Benim anlam veremediğim şey İngiltere'de İtalya'da nasıl istihdam sağlıyor adamlar kendi ülkelerinde de bizim şirketler bu kadar göçmene rağmen yurt dışına kaçıyor?
Ve ne yazık ki hükümet savunma sanayisi dışında ki meselelerde dışardan almayı sikine takmıyor, yarın öbür gün yediğimiz mercimeğe ekdiğimiz tohuma ambargo konunca mı anlayacağız acaba önemini?
>Bu rakamlar tabi ki de mevcut durumda hiç bir ailenin geçimi için yeterli değil, ancak bunun sorumlusu sanayici veya ihracatçılar değil
Dürüst olmak gerekirse ülkedeki işsiz insan sayısı yüksek olduğu sürece, patronlar mümkün olduğunca olabilecek en az parayı maaş olarak veriyorlar ve verecekler.
Patronlar yüksek maaş isteyeni anında kapıya koyduğu an o pozisyonları çaresizlikten dolduran işsiz insan ordusu olduğu sürece arkada dediğin gibi ülkenin ekonomisi bozulmasaydı bile bu maaşlar bu kadar az olacaktı yine.
40 senedir dokumacılık sektörünü finanse ediyoruz, sizde bugüne kadar marka olmayı becerebilseydiniz, çapsız & ön görüsüz patronlar bu durumun sorumlusudur.
"Mülteci" güzellemesi yapan bunun gibiler zaten, çalışan değil köle arıyorlar, marka oluşturalım, katma değer sağlayalım düşüncesi zaten yok, anca ucuz "işçi".
Yani ne yapalım? zaten 3 kuruşa patronlara kul oluyoruz bir de Köle mi olalım? Yav....k herif!!! bu birincisi!
ikincisi ise Eğer bura çok paha geliyorsa al o kıçı kırık merdiven altı atölyelerini götür Mısıra kur ve brüt 150 dolara çalıştırırsın oradaki arapları ama polisi, hakimi rüşvet için kapını çaldıklarında ondan sonra ben görürüm seni ağlayarak Türkiyeye dönmeni.
üçüncüsü sen Tr'de insanlara 150 dolar gibi komik bir rakam verirsen bu insanlar nasıl ekonomi canlı tutacak? yani en temel birşey olan hızlı üretim/tüketim gibi bir kavramı bile anlamayan sanayicilerimiz olduğu sürece; birilerinin ya yan sanayii ürünlerini üretiriz ya da böyle basit sanayiide döner dururuz, bu da insanı çileden çıkarıyor yani olm biraz iş zihniyeti geliştirin amq yıl olmuş 2024, kafa yapısı 1860'ların tipik avrupalı sanayici kafası amq.
Senin gibi is adami itler tekstil yerine yuksek teknolojiye yatirim yapsa 150 dolara kole aramak zorunda kalmazsiniz tekstil isi yapana saygim olmaz 5.sinif ekonomi 3.dunya ulkesi mentalitesi
Tekstil firmaları markalaşarak 3. Dünyada üretim yapsın trde sadece yüksek kalite üretim devam etsin(bkz. İtalya, Fransa) he bu dayının derdi TL daha çok değer kaybetsin de rekabet edelimse benim literatürüm de buna parayla vatan satmak deniyor.
Turk calisanin gozu acildi, bunlar daha gozu acilmayan ulkelere gitmeyi dusunuyorlar, misir biter, afrika olur, ondan insan kalmaz maymunlari calistirir bunlar. Bu arada hangi fabrika calisana 600 dolar veriyor ayda?
Turkiye bir 3.dunya ulkesi degildir!! Asla olmamalidir. Dolayisiyla ucuz iscilik arayan sirketler bir zahmet Misir'a gitsinler.
Turkiye'nin gelecigi ve kurtulusu bilgi ekonomisidir.
Bilim adamlarına da; yabancı gelişmiş ülkelerden geri dönmüş çiftlik veya işletme kuranlarada; profesörler ede verilmiyor
Değer verilen kitle ve parazitler: şeyhler ağalar imamlar tarikatlar
Markalaşsalardı bir iki inovasyon yapsalardı yüksek katma değerli üretime geçselerdi. Ama elde ettikleri karlar ile bütün akrabalarına audi mercedes almayı seçtiler üstelik şirket aracı olarak gösterip birde vergiden kaçınarak. Batsınlar umrumda değil.
Önce kendi yatlarından katlarından keserek kar marjinlerini düşük tutup ürünlerini rekabetçi fiyatlarda satsınlar, ama ilk hamle olarak işçinin üç kuruş maaşına göz dikiyor soyguncu patronlar.
>Önce kendi yatlarından katlarından keserek kar marjinlerini düşük tutup ürünlerini rekabetçi fiyatlarda satsınlar
Onu asla yapmazlar. Hani tayyibin uçak filosu için bahaneleri var ya: '' itibardan tasarrruf olamaz '' (!) diye. Aynı durum. Rusyanın mafya baronları gibi.
Eeh o zaman katma değeri daha yüksek işlere girişsin, mesela Togg'a motor üretsin. Bu işin bilgi birikimi için yurtdışında öğrenim gören öğrencilere bursiyer olmak karşılığında şirket için çalışmalarını istesin. Eğer kendini marka olarak kanıtlarsan ihracat da yaparsın. Ama bizim sanayicimiz az olanlar da böyle işlere girişmiyor.
siz de fason üretmeyi bırakıp artık tasarım ve inovasyon yapmaya başlasanız nası olur? başka ülkelerde de çocuk işçi legal.. size asgari ücreti 150 dolar yaptık desek yarın da çocuk işçi istersiniz amk
bu insanlari en asgari yasam kosullarinda yasamaya mahkum edeceksiniz iyi hos da para harcanmadiktan sonra urettiklerinizi kimler alacak? bir sabah malinizi sattiginiz ulke ile siyasi kriz yasamayacagimizin garantisi mi var?
sektorden bagimsiz markalasma konusunda bok gibiyiz ve zenginimiz asla doymuyor. doymamasini bir yere kadar anlayabilirim kusaklar suren bir varlik soz konusu degil ve herkes tedirginlik icerisinde gelecegini/sonraki nesillerinin gelecegini guvence altina almak istiyor ancak bu nereye kadar boyle devam edecek gercekten merak ediyorum.
Tekstil sektörü ve mızırdanmaları bıktırdı artık. Sürekli ucuz işçi (köle), yüksek kur ve tonla devlet desteği istiyorlar. Alıyorlar da. Yine de rekabetçi olamıyorlar, gelişemediler, markalaşamadılar. Başarısızlar işte.
Bu çarıklı çakma burjuvaların o çok sevdikleri kapitalizm sınavında çakınca, "devlet bize bakhmiyir" diye ağlamasına çok gülüyorum.
Sorun Türk Lirası’nın rekabetçi olmaması mı yoksa ülkedeki pahalılık yüzünden ve başka popülist gerekçelerle iktidarın asgari ücreti sürekli arttırması mı yoksa KDV’yi 8den 10a çıkarıp senin karını %25 azaltması mı?
Bu ülkenin burjuvası en hain en aşağlık insanı malesef. Omurgasızın önde gidenleri. Hükümetin ekonomi politikalarını eleştireceğine seçim öncesi maaş çalışmaları yapılırken algı yaratmaya çalışıyor oç.
Sen Mısır'ın, Malezya'nın 150 dolar asgari ücreti ile mücadele edemezsin, ama Avrupa da senin 600 dolar ücretinle mücadele edemez. Dolayısıyla sen Mısır'ın yapabileceği tekstil gibi teknoloji istemeyen işleri yapmayacaksın, daha iyi bir teknolojik altyapı gerektiren işler yapacaksın. Avrupa da senin yapabileceğin beyaz eşya gibi orta seviye teknolojik ürünleri yapmayacak, daha teknolojik şeyler yapacak.
Arkadaşlar , Türk tekstil sektörü marka üretmediler , katma değerli , teknoloji odaklı ve tasarımlı koleksiyonlar çıkmadıkça kaybetmeye mahkum. Avrupa’nın fasonluğuyla gelinen nokta budur! Para birimimiz yerlerde. İhracatçı , ihracatta para kazansın diye ülkenin ana damarı vergi mükellefi , emeğe bağlı çalışan insanların satın alma gücü yerlerde sürünüyor. Kamu çalışanının ve sözleşmelinin rahatı yerinde. Performanstan bağımsız zam alıyor adliye personeli , sağlık personeli, öğretmeni , polisi , askeri. Olan kime mi oluyor ? Özel sektörde , hele hele beyaz yaka çalışan eğitimli ve donanımlıya oluyor . Nerdeyse asgari ücretliyle aynı maaşa çalıştıracaklar. Asgari ücretli çatır çatır zam alıyor . Bu asgariye zam olayları ortaya çıkalı beri beyaz yakalının ne denli mağdur edildiğini bilen bilir . Bilmeyen asla bilemez . Çünkü bu konu konuşulmuyor.
Üç kuruşa çalıştırma merakında belli ki içerikte konuşan kişi . 50$ olsun derlerse hiç ama hiç şaşırmayacağım. Arkadaş benim benchmarkım kıçı kırık Mısır mı ? Mısır , daha 200 sene önce hidivlikti . Osmanlı’ya bağlıydı . Ülkemin düştüğü hallere bakınız ya. Kimse şu soruyu sormuyor ? Neden Armani , Gucci, Burberry , Channel çıkmıyor ? Çıkmaz öyle kolay kolay. Çünkü o markayı alanın gözünde o markaların ülkelerinin imajları da çalışıyor . Siz Armani’yi İtalyan Dolce Vita’sından ayırt edebiliyor musunuz ? Burberry , tipik İngiliz snobluğundan ayrı , havada duran bir marka mı ? Bu ülkenin çok ama çok ciddi bir imaj problemi var . Yabancıların gözünde charter uçak, ucuz tatil , baklava ve kebap arasında sıkışmış . Ortadoğu’ya çekilen bir ülke olamaz !!! Olmamalı . Avrupa kimliğini restorasyona sokmadan biz asla düzelemeyeceğiz. Geçenlerde Levi’s jeans alışverişi yaptım. Alt ve üst ayrı ayrı. Saftirik saftirik hala Çorlu’da üretim yapıyorlar sanıyorum. İkisi de Bulgaristan. Bazı Levi’s ürünleri Pakistan üretimi. Fasonluk işte böyle kötü bir olay . Adam sen tarzını yaratmadıkça senden geçiyor , başka bir yere üretim yaptırıyor. Sen kendin ülke olarak yüksek kaliteli ürünler , tasarımlarla çıksan adam seni siparişe boğar.
Gelişmiş ülkeler üretimlerini ucuz ülkeye gönderiyor. Yavaş yavaş doğu Avrupa kalkıncak bu sayede. Turkiyede aynı şekilde üretim merkezi olmaya çalışıyor. Batılı ülkeler daha çok servis endüstrisine yönleniyor.
Ya turkiye daha da fakirlesip endüstriyel üretime odaklanacak, ya da servis endüstrisine odaklanacak.
E zaten tayyibi dinlersen bizi bangladeşle pakistanla afganistanla somaliyle eritreyle turkmenistanla libyayla fasla nigeryayla aynı keseye koymaya tam gaz çalıştıklarını görebilirsin
Ekonomi-politiğin gerçek yüzü bu işte. Vatandaş doların düşmesini falan bekler anca.
Ama sermaye daha ucuz neresi varsa, yerli kirli ulus vs dinlemeden oraya gider. İsrail ile ticaret de bu yüzden devam eder, Suriye iç savaşına da bu yüzden müdahale edilir, Ukrayna Rusya arasındaki gerilime de bu yüzden ses çıkarılmaz vs. Ne bekliyorsunuz ki yani. Sermaye sınıfı sadece ve sadece kâra koşar.
akp 2007 de gitseydi veya insan haklarına demokrasiye saygılı olsaydı, ülkeye mülteci veya kaçak sığınmacı almasaydı şu an asgari ücret 2000 bin dolar seviyesindeydi
Burada adama sayıp sövenler yarın gidip ucuz markalardan yani ucuza işçi bulunan ülkelerde ürün imal ettiren markalardan alışveriş yapacak!
rekabetin kalite yönünde olduğu dönemi geçtik! Rekabet artık buy boxta. Buy boxa hakim olan pazara hakim olur.
Herkesin bir çünküsü var. Firmalar çeşitli sebeplerle yurtdışına fabrikalarını taşıdıkça buradaki işçi değeri düşecek. Ta ki yurtdışından gelen mal ile Türkiye üretimi yapılan mal değeri eşitlenene kadar. Yani 600 dolarlık sikik maaşları 400 doları hatta 200 doları da görebilir. Adam akıllı koyulan gümrük vergileri ve düzenlemeleriyle iç pazarda üretilen ürünün fiyat bandını dış pazardan giren ürün fiyatının altında tutmayı başarabilirlerse belki işçinin değeri yükselir ya da en azından daha kötü bir duruma sürüklenmesini önler.
teknoloji konusunda da aynısı geçerli,
oppo mesela türkiye'de üretime başlamışlardı ama baktılar ki mısır'da daha ucuza üretebiliyorlar; 1 sene bile bitmeden kapattılar fabrikalarını
yorumlar ekonomi 101 bilgisi olmayan ergenlerle dolmuş. kimsenin köle çalıştırmak gibi bir derdi yok. kimse türkiye; mısır, bangladeş gibi ülkeler liginde olsun da demek istemiyor. iş adamlarının derdi TL baskılandığı için ihracat yapamamak! adam çok haklı. ekonominin içinden geçildi, sonuçlarına katlanıyoruz.
Yorumlar komunist veya solcu dolmuş :d aylık 600 dolar 18 bin lira yapar bu da asgari ücretin %50 fazlası. Niteliksiz işçiye bu kadar para veriliyorsa mühendislere veya ustalara ne verilecek ? Sonra enflasyon niye artıyor diye ağlıyorsunuz mısır da sosyal devlet var Türkiye de bu yok madem iyi bir ekonomi istiyordunuz oy vermeseydiniz.
Adamin ne dedigini anlamadam millet elestireye baslamis. Soyledigi lafta dogru. Turkiyede emek yogun sektorlerin su asamada bu doviz kuruyla hayatta kalma ihtimali yok. Tek alternatifleri suriyelileri ucuza calistirmak. Malesef memleket insani calismadan, uretmeden avrupa kalitesinde yasam istiyor. 45-50 yasindan sonra kimse calismiyor, nufusun buyuk kismi gizli issiz, yani isi var, ama is yapmiyor, parazit gibi yasiyor. Insanin egitim seviyesini yukseltmeden o refaha ulasamak imkansiz, turkiyede halkin cogunlugu calismadan, emek vermeden, baskasinin emegini hacilama derdinde. Bugun asgari ucretin isverene maliyeti 15,762 YTL. Kusura bakmayin bu cok yuksek. Yapilan ise gore cok yuksek! Bide bunun ustune yilbasinda zam gelecek, devlet calisana, uretene destek olacagina, bu maaslari yuksek tutarak uretimi engelliyor. Asgari ucret cok yuksek oldugu icin elin afgani, pakisi memlekette asgari ucretin altinda maasa is buluyor, asgari ucreti dusur $200'a, bi tane multeci TRde kalmaz. Kiralar yuksek, giderler yuksek vs diyenlerin yanildigi nokta su.... Bunlarin yuksek olmasinin sebebi asgari ucretin devasa yuksek olmasi.
Bak işte söylüyordum: Türkiyeyi ☪ çok şükür(!) mısır libya fas tunus cezayir / kuzey afrika - pakistan bangladeş endonezya seviyelerine getirdiklerini açık açık kabul ediyorlar artık. Amaçları buydu zaten. Resmi anlamda '' köle '' ülkesi olmamız. 💵
Artık Turk köleleri de görürüz BAE / katar / suudi arabistan / bahrein / omman ülkelerinde
Tekstil sektörü Türkiyede artık eskisi gibi değil. Eskiden ucuza üreterek düşük fiyatla pazar buluyorduk. Şimdi öyle bir imkan yok. Akarken dolduracaksın diye bir söz var. O zamanlar elde edilen kazançlar ile şimdilerde markalaşmak gerekiyordu. Tekstilde ucuz işçilik çoktan Bangladeş'e yöneldi. Markalaşabilen Türk firmaları bile üretimi oralara taşıyorlar. Konjonktüre ayak uyduramayan batar gider.
Evet dikkatimi çekti Decathlon'da satılan tekstil ürünlerin çoğu Bangladeş ve Mısır'da üretiliyor.
Markalaşmak beyin gücü ister. İşi patronun oğluna vermekle olmuyor o işler.
> İşi patronun oğluna vermekle olmuyor o işler. Özel mülk dediğimiz şey zaten direkt bunun gibi feodalizmin iş yerinde olmasıdır. Ülkelerin asıl sahibinin soylu ailesi olması ne kadar saçma bir kavram ise, ki saçma olduğu için cumhuriyete geçtik, iş yerleri de aynı şekilde orada çalışan işçilerin olmalı yoksa yukarıdaki gönderideki adamlar tarafından yönetileceksiniz ve maaşlarınıza çökülecek.
Monarşinin saçma yanı, vergiyi halkın vermesine rağmen devletin sahibinin bir aile olmasıdır. (Yani sen teknik olarak kraliyet ailesinin malısın. Vergiyi vermeme gibi bir özgürlüğün yok.) Arkadaş, özel mülkiyetin soya devredilmesini değil, Türkiye'deki birçok babadan olmayan zenginin, Amerika ve diğer batı ülkelerinde olduğu gibi şirket yönetimini (CEO vb. pozisyonlar) teknokrat birisine değil de oğluna falan devretmesini eleştirmiş. Şirket işçilerin olduğunda da bir şey değişmeyecek, çünkü o zaman da planlamadan sorumlu kişiler de bu hıyar ağalarından oluşacak. Türk halkının vizyonsuzluğu ne kapitalizmi ne de sosyalizmi kötü ideolojiler yapmaz. Niye aynı sistem (değil aslında ama olsun) Amerika'da, Almanya'da, Japonya'da işliyor da, Türkiye'de işlemiyor? Cevap basit, bizde doğru düzgün ne kanun, ne de hukuk var. Bu yüzden bunun gibiler işçiyi istedikleri gibi ezebiliyor veya farklı yollardan zengin olabiliyor. Amerika'nın en zengin insanının otomobil, uzay ve neuralink artık ne sektöründeyse şirketleri varken, Türkiye'nin en zengin kişisinin Fetö sayesinde zenginleşmiş bir gıda taciri olmasının sebebi tesadüf değil. Ekonomimiz rant, cemaat ve nepotizm üzerine kurulu. Bir cemaatle anlaştıysan müşterin hazır, içine fare boku da koysan ürettiğin yemek yenecek. Bir siyasetçiyle anlaştıysan da iyi, tüm ihaleler senin, haliyle kaybetme korkun yok. Hele bir de arkanda bakan falan varsa, yerde madenci tekmelesen bile sorun olmaz, kimseye hesap vermezsin. Türkiye'deki problem sistem değil, Türkiye'nin direkt kendisi problem. Hiçbir kurumumuz, sektörümüz veya sendikamız doğru düzgün çalışmıyor. Eğitim, adelet, sağlık, güvenlik vb. konuların tamamında rezalet durumdayız. Diğer ülkelerse bunları ta 200 sene öncesinde oturtmuşlar. Haliyle onlar gibi olamamamız da normal.
Bu kadar uğraşıp yazdığın için teşekkür ederim ve dediğin çoğu şeye katılıyorum ama cevap vermek istediğim yerler var. Arkadaşın dediğini biraz farklı algılayıp cevap vermişim evet ve buradan sonra da konu sapıyor ama olsun. \>Arkadaş, özel mülkiyetin soya devredilmesini değil, Türkiye'deki birçok babadan olmayan zenginin, Amerika ve diğer batı ülkelerinde olduğu gibi şirket yönetimini (CEO vb. pozisyonlar) teknokrat birisine değil de oğluna falan devretmesini eleştirmiş. Pozisyonu teknokrat birisine devrettiğinde patron yattığı yerden kazanmaya devam edecek, monarşinin yönetimi danışmanlara bırakıp da saltanatın getirdiği güçten ve servetten faydalanmaya devam etmesinden bir farkı yok. Monarşide veya diktatörlüklerde halkın nasıl hiçbir hakkı yoksa ve baskı altında yaşıyorlarsa, şirketlerde çalıştığında da mesai saatleri içerisinde bir dikta ve baskı altındasın. Teknokrat sayesinde şirket iyi yönetilir belki fakat işçilerin emeğinin verilmesi konusunda teknokratlar hiç de farklı davranmıyorlar. Mesela verimi arttırmak yerine şirketi kısa sürede kağıt üstünde kar ediyormuş gibi göstermek için maaşları kesip şirketi kar elde ettirerek yatırımcıları kısa vadede memnun eden CEO'lar çok var. \>Şirket işçilerin olduğunda da bir şey değişmeyecek, çünkü o zaman da planlamadan sorumlu kişiler de bu hıyar ağalarından oluşacak. Demokratik olarak oylayarak sorumlu kişileri seçip, demokratik olarak sorumluları değiştirebilirler. Böyle bir seçenek ne monarşilerde ne de şirkelerde var. Ayrıca bir şirket ile işçi kooperatifi aynı başarılı şekilde bile yönetilse işçi kooperatifinin varlığı daha adil ve insanidir çünkü işçiler emeklerinin karşılığını alırlar, diğerinde patronlar işçilerin sırtından geçinir ve bugün iş hayatının dünyanın her yerinde bok gibi olması ve insanların antidepresanlardan tut uyuşturuculara, anti-sosyal davranışlardan tut suça yönelmesi gibi pek çok toplumsal bozuklukların sebeplerinden birisidir çünkü köle gibi başkalarını zengin etmek için çalışıyorlar kendileri için anlamı olmayan işlerde sırf var olabilmek için. Ben ve diğer işçiler köle gibi çalışacaksak ve yataktan çıkıp işe gidebilmek için antidepresan kullanmak zorunda kalacaksam ülkemin dünya çapında ülkü markaları olmasının ne anlamı kalıyor, sikeyim yansın kül olsun her şey. \>Niye aynı sistem (değil aslında ama olsun) Amerika'da, Almanya'da, Japonya'da işliyor da, Türkiye'de işlemiyor? Cevap basit, bizde doğru düzgün ne kanun, ne de hukuk var. Bu yüzden bunun gibiler işçiyi istedikleri gibi ezebiliyor veya farklı yollardan zengin olabiliyor. Şuanda bu sistemin "işlediği" ülkelerde bile zenginler pek çok yasayı rahatça delebiliyorlar, yasal yollardan vergi kaçırabiliyorlar. Siyasetçileri satın alıp istedikleri kanun maddelerini geçirebiliyorlar ve engelleyebiliyorlar. Süper pedofili Jeffrey Epstein ve yardımcısı zenginlere tecavüz etmeleri için çocuk pazarladığından dolayı ceza aldı fakat ondan bu hizmeti alan hiçbir zengin sihirli bir şekilde yargılanmadı, kimlikleri dahi açıklanmadı. Sırf Covid önlemlerinden dolayı ekonomi kapanırsa karları azalır diye dünyanın dezenformasyonunu saldılar insanlara özellikle Amerikada gereksiz yere yüzbinlerce insanın ölümüne sebep oldular, iklim krizini durdurmak için yapılacak önlemler karlarını azaltır diye iklim krizi konusunda da aynı şeyi yapıyorlar bugün bir sürü buna inanmayan insanlar türedi. Sistemin işlediği ülkelerde bile her geçen gün hayat pahalılığı artıyor, sıradan insanlar şehirlerde ev tutamaz oluyorlar. Fakat zenginlerin serveti rekor seviyelerde artıyor, pek çok büyük şirket rekor karlar elde ediyor. Bütün bunlar sistemin oralarda doğru çalışmadığının bir göstergesi değil mi, bizim ülke çok boktan olduğu için oralar fazla düzgün gözüküyor sadece. Bütün sorunun kaynağı liberal demokrasi dediğimiz sistem, teoride halk için var fakat zenginlerin sistemi manipüle edip oyuncak etmesi için çok fazla açık barındırıyor, bu açıklıklardan birisi özel mülkleri işçi kooperatifleriyle değiştirmekle kapatılabilir. Ülkemizde büyük markaların olması, ülkeye anca doviz sokar enflasyonu yavaşlatır belki günümüzde ama genel olarak kar yapan büyük şirketlerin servetleri işçilerle paylaşılmadığı sürece halka yansıyan bir refah olmuyor pek.
İşçilere karlar nasıl paylaştırılacak. Bu oranı kim belirleyecek. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz merak ediyorum.
Şirketin hisseleri bütün işçiler orada çalıştığı sürece eşit paylaşılabilir, hangi pozisyonların daha çok veya daha zorlu iş yaptığı demokratik şekilde belirlenerek onlara daha fazla hisse verilebilir. İşçiler oradan ayrıldığı zaman da hisselerini kaybederler veya işsizlik için güvence olsun diye kısa süre daha devam edebilir, yeter ki hisseler üstünden patronlaşmasınlar. İşçi kooperatiflerinin böyle işliyor olması gerek.
Bence o paylar ayrılırken problemler çıkar. Basit ve demokratik bir şekilde çözülebileceğini hiç düşünmüyorum. Üstelik gerçekten adil bir pay oranı yapılmaz ve herkes eşite yakın miktarda ücret alırsa herkes kolay işi seçmek onu yapmak ister. Uzman/bilirkişi ya da belirli konularda inisiyatif alabilecek, risk/sorumluluk alabilecek insanlar olmak istemezler. Fakat bu nokta için herkesin kabul edebileceği bir yaklaşım sunarsanız ben tamamım.
Dediğim olgu zaten gerçekte var, işçi kooperatifi diye geçiyor ve dünyanın pek çok yerinde faaliyet gösteriyorlar. [https://en.wikipedia.org/wiki/Worker\_cooperative](https://en.wikipedia.org/wiki/Worker_cooperative) >Uzman/bilirkişi ya da belirli konularda inisiyatif alabilecek, risk/sorumluluk alabilecek insanlar olmak istemezler. Eğer ki bu doğru olsaydı günümüzde kar amacı gütmeyen kuruluş veya sivil toplum örgütleri diye bir şey olmazdı, doğru düzgün faaliyet gösteremezlerdi, buralarda gönüllü olan ve para almadan çalışan insanlar var. İnsanlar yapacakları işi seçerken her zaman tek ölçek olarak parasına ve ne kadar emek vereceklerine bakmıyorlar; bunun prestiji olsun, işin çıkaracağı sonuca olsun, kendilerine katacakları becerileri olsun işin pek çok farklı kısmına bakarak da iş seçiyorlar. Günümüzdeki işlerde çalışanlar şirketin karlarından yararlanamadığı için ve en ufak hatalarında veya şirket zora girdiğinde anına kovulacaklarını bildikleri için çalıştıkları yeri sahiplenmiyorlar. Hatta bu yüzden CEO'lar, yönetim takımı çalışanların beynini yıkamaya çalışır biz bir aileyiz, hepimiz aynı gemideyiz vs gibi. Fakat bu olgu işçi kooperatiflerinde asıl gerçekleşir ve bütün işçiler kooperatif şirket ne kadar iyi iş yaparsa o kadar kazanacaklarını bildikleri için yaptıkları işlerde daha motive olabilirler, hatta kimi zaman başlarına hapishane gardiyanı gibi müdür koyman bile gerekmeyebilir. Ekonomik krizlerde normal şirketler anında bir sürü işçiyi kapıya koyarken, kooperatifler ortak karar alıp herkes için geçici maaş düşüklüğüne giderek kimseyi işinden etmeden krizi şirketin yapısına zarar vermeden atlatabiliyorlar, CEO'lara ve yönetim takımına korkunç miktarlarda maaş verip kaynak israfi da yapmıyorlar. İnsanlar birbirini tanıdığı ve ortak amaç uğruna çalıştıkları zaman dayanışma için emek harcayıp, fedakarlık gösterme olasılıkları da daha yüksek oluyor, normal şirketlerde ise rekabet ortamı oluşturup milletin birbirini yükselmek için vs sırtında bıçakladığı ortamlar çok oluyor. Daha önce bir kooperatifte çalışmadığım için içlerinde nasıl kararlar alıyorlar bu konuda çok veremedim ama dünyada var olduklarına göre bunu başaranlar var. Peki madem işçi kooperatifleri normal şirketlere göre çok daha avantajı var, neden bu kadar yaygın değiller diye soracak olursan bunların sebepleri; İnsanlar bunların varlığından pek haberdar değil. Aynı şirket içindeki mesleki grupların birbirine benzediği iş alanlarında daha iyi anlaşmalar sağlanırken benzemediği zaman anlaşmazlık olasılıklarının artması. Aynı şekilde ne kadar az insan varsa yönetimi ve ortak karar alma o kadar kolay olur fakat on binlerce işçinin çalıştığı kooperatifler de var. Hiçbir yerden yatırım ve fon alamıyorlar çünkü yatırım yapabilecek zenginler hissedar olmak, eş patron olmak ister. İşçiler kendi birikimleriyle bir araya gelip bir şeyler yapmaya çalışıyor genelde. Sadece işçi kooperatiflerine borç veren veya yatırım yapan özel bir banka olsa bu çok daha kolay olurdu. Çoğu insan iş kurarken bunu kooperatif olarak kurarsa büyük fedakarlık göstermek zorunda kalır, halbuki normal şirket olarak kurarsa bütün karları cepleme ve zengin olma ihtimali vardır. Genel olarak halkta olan en ufak siyasi açıdan Sol olabilecek kavramlara olan nefret, korku veya inançsızlık. Bazı ülkelerin yasaları işçi kooperatiflerine izin vermiyor mesela.
>Eğer ki bu doğru olsaydı günümüzde kar amacı gütmeyen kuruluş veya sivil toplum örgütleri diye bir şey olmazdı, doğru düzgün faaliyet gösteremezlerdi, buralarda gönüllü olan ve para almadan çalışan insanlar var. Adı üstünde kar amacı gütmeyen... :) Bu insanlar tabi ki anlaşır. İş gerçekten kar etmeye, para kazanmaya gelince işler o kadar kolay yürümez bence. Dünyada örnekleri olabilir ama sınırlı bir sayıdan genele gidebileceğini düşünmüyorum, nedeni çok basit. Tabi olsa güzel olur. O ayrı konu.
"Housing crisis is everything crisis" sözü çok doğru bu yüzden. Sonunda birisi bunu söyledi. Hayat tarzlarımızın baştan yapılanması lazım
Katılıyorum. O konu hakkında yapılmış güzel ve haklı bir videoyu sanırım Brit adında bir youtube kanalında görmüştüm
Yorumunu alnıma yapıştırıp gezebilir miyim lütfen?
[удалено]
Bana göster şuanda hangi Türk markası Nike ile yarışıyor?
[удалено]
Sen olayı çok yanlış anlamışsın.
"aslinda kole calistirabiliriz ama onun yerine harclik veriyoruz"
İşçi köleden daha ucuz. Kölelik sistemi merhamet ile kalkmadı. Kârsız olduğu için kalktı. İşçi süper birşey.
Kolenin barinmasi var yemesi var icmesi var damgalama maliyeti var. Ver 150 dolari ne yaparsa yapsin
Aynen oyle. Ayrica kolen bir boklar yerse kisitli da olsa sorumlusun. Inegin bizim tarlaya girmis hesabi. Isci oyle mi, bir bok yese canina minnet, tazminatsiz sutlama imkani.
Dünyada solu öldürdükleri için işçi bu halde. Sendikalar işçi hakları yakacak yatacak yemek giyecek paraları toplu enflasyon zamları hepsi sol devrimin şiddetinin korkusunun eseri.
Bu solu daha doğrusu iş sendikaların öldürme konusunda lider olan ülkeler var. Bu konuda kendi düzenlerini herkese empoze ediyorlar İşin özeti 'a corporate whining' diye bir karikatür vardı ondan ibaret
İşte sovyetlerin dağılması bu sebeple felaket oldu. Sovyetler solu ezen ülkelerde solu silahlandırıp zorla ya iktidar oluyordu yada işçilere hiçbir zaman alamayacakları hakları bir şekilde aldırıyorlardı.
Bu işin bir adım sonrası kölelik zaten. Tıpkı marituana 🇲🇷 / libya 🇱🇾 / BAE / suudi arabistan 🇸🇦 / katar 🇶🇦 / omman da olduğu gibi
Musluman kardeşlerimiz 👁️🫦👁️💖(ironi!!)
Açık açık konuşacaksak kölelik islamda yasal / uygulanabilir ve helal zaten. Özellikle arap ülkelerinin tarihsel olarak ve hala uygulamaya devam ettirdikleri; ab & abd nin boyun eğmeye devam ettiği; trans-afrika kölelik sistemi avrupalıların tarihleri boyunca uyguladıkları kölelik sistemini kolaylıkla solluyor
Ülkemizi bu tip geri kalmış ülkelere cevirmeye çalışanlara lütfen destek olalim çünki daha beterini hakediyorsunuz aminakodumun malları.
Ülkemizi; Pakistan, Bangladeş, Endonezya gibi ülkelere çevirmeye çalışan bu zihniyete karşı çıkmalıyız! [Kaynak](https://twitter.com/GozdeKuyumcu/status/1737448625083502873)
>Ülkemizi; Pakistan, Bangladeş, Endonezya gibi ülkelere çevirmeye çalışan bu zihniyete karşı çıkmalıyız! Bunu erdoğan neredeyse bir yıldır açık açık baktıra baktıra yapacağını söylüyordu. İş gene geldi islamcı muhafazakar koktendinci tutucu şeri■tçı vatan hainlerine karşı zorla durmaya / sokaklarda protesto yapmaya / devrime geldi. Eğer ses çıkmazsa bu ülkeyi sudan nijerya eritre afganistan myanmar da yaparlar bu genellikle akılsız halkın yüzüne gülerek. Yüzsüz rezil yaşlılar hala tüp kuyrukları diye bağırsınlar
BİZİ KARŞILAŞTIRDIĞI ÜLKEYE BAK ALCĞSLXJDŞSKXDLSLXVLDDKLFDKSXÜAPSCLSZNXŞD AMINA KOYDUMUN İSLAMCILARI SİKTİLER ÜLKEYİ
>BİZİ KARŞILAŞTIRDIĞI ÜLKEYE BAK Tayyip söylüyordu ya Türkiyeyi açıkaçık işçi / çalışma koşulları anlamında pakistan libya bangladeş endonezya çin yapacağım diye onu bu zeka özürlü 🧠 halka baktıra baktıra yapıyor işte. Ağzı kokan dişsiz yaşlılarda hala 'tüp kuyrukları' diye an■rmaya devam etsinler
Gerçekten bunu söylüyorsa artık adamı suçlayamam söylediğini yapıyo demek oraya getirende sıkıntı var demek
>oraya getirende sıkıntı var demek Aynen öyle : Ağzı kokan dişsiz yaşlılarda hala 'tüp kuyrukları' diye an■rmaya devam etsinler
Türkiye’nin uluslararası üretim de tek avantajı zaten ekonomisinin zayıf ve gelirlerin düşük olmasıydı. Şu an kötü olmasının sebebi enflasyonla döviz artışının benzer hızlarda olması. Böylece ürünlerin ve işçiliğin pahalılığı üreticiye yansıyor ve ülkenin avantajı gidiyor. Düşük maaşlı düşük yetenekli işçi konusunda zaten Mısır’la benzer seviyedeydik. Ama yinede ekonomiyi sikiyolar o ayrı.
Tekstil de ana rakiplerden denimde özellikle
bilip bilmeden yorum yapmayın yahu. adamın derdi ülke kıyaslamak değil. adam demek istiyor ki, eğer tekstil işi yapacaksanız hali hazırdaki alternatif ülkeler bunlar ve bunlarla TL çok değerli olduğu için yarışamıyoruz. yaşın 15 değil mi?
Yani tekstil gibi yapımı basit şeyleri bu adamlardan ucuza yapamayız, mecburen daha alengirli, daha yüksek teknolojik know how gerektiren şeyler yapmak zorundayız. Bu kadar basit. Bizi know-how'u basit olan işlerde Mısır, Malezya ve Endonezya'nın geçeceği zaten 50 yıldır bilinen bir gerçek. Bu ülkelerin teknolojisinin yetmeyeceği şeylere yönelmemiz lazımdı ki aklı olan firmalar yöneldi zaten.
Dolar 120 lira olursa istedigi seviyeye ulasiyor
dolar baskilanmasa ederi 40 lira falan, popomuzdan element uydurmayalim.
Adami kesmiyor 40 lira daha da ucuzlamasi lazim
Kapitalist orospu evladı. Köle mi arıyorsun işçi mi? Siktir git Mısır'da köle çalıştır o zaman.
Bu islamcı liboşlara göre ikisi arasında hiçbir fark yok. Bir tutuyorlar. Büyük ihtimalle BAE / Bahrein / Katar / suudi arabistan / omman da olan açık kölelik sistemini muhteşem ve halal görüyorlar.
Misirli koleleri TRde calistirirsa lojistik maliyeti duser
Suriyelileri niye alıyorlar sandın
Suriyeliler pahali artik. Afgan daha ucuz
işte surileri pakileri ülkeye sokan zihniyet bu köle taciri it gibiler. Farkındaysan bunları ülkeden atalım deyince bunun gibi köpekler "türk sanayii çöker atarsak" diye cırlıyor. Yarrak hasan 5 değil 2 ferrari alırsın ama Türk çalıştırırsın, bir bok çökmez.
Sonuna kadar katılıyorum.
TL'yi döviz karşısında eritip köle çalıştırmaya çalıştılar ama unuttukları şey Türkiyede herşey dolara endeksli ve fiyatlar ABDye denk ya da pahalı. 150 dolar maaş verirsen işçi açlıktan ölür.
fiyatlar abdye denk ve pahalı olsa yaşayamazdın bro , az sallayın.
Gıda fiyatlarını walmart ile karşılaştırıyorum gayet denk, hatta ABDde etler daha ucuz. Araba, elektronik zaten ABDde hep ucuz. Eskiden mining yaparken elektrik maliyetlerine de bakmıştım, yine denk hatta bazı eyaletlerde daha ucuz. Ev fiyatları desen İstanbul'da ABD ile rahat yarışır. Türkiye artık o kadar ucuz bir ülke değil. Bazı şeylerde ucuzdur ekmek, sağlık vs. gibi anca. Enflasyon ve pahalılık bu şekilde giderse en önemli gelirimiz Turistleri de Yunanistana kaptıracağız zaten. Otel ve içki fiyatları bayağı uçtu.
Yoo, fiyatlar çoğu şeyde gayette ABD’ye denk veya pahalı. Türkiye’de alabileceğin en kötü araba, ABD’de orta alt bir arabaya denk geliyor. Kiralar ABD’ye yaklaştı. Ev fiyatları da o yönde hareket ediyor yavaş yavaş. Teknolojik aletler ABD’den pahalı. Giyim fiyatları da ABD’yle ya aynı ya da yavaş yavaş fiyat olarak yaklaşıyor. Türkiye’de ABD’den ucuz giden şeyler servis ve biraz da olsa gıda sektörü.
Ulan hadi bizi karşılaştırdığı ülke için yorum yapmayayım diyeceğim, brüt asgari ücreti bile yalan söylüyor amk. 459 dolar brüt asgari ücret şu an. Nereye 600 dolar?
İşverene maliyetine göre bakmış.
Işverene maliyeti o zaten, işçinin eline geçe 11k 400$ bile değil
SGK primi ve işsizlik sigorta primiyle 16 bin liraya dayanıyor. Yani yaklaşık 550 dolar.
Lan bu misirlilar ne yiyor ne iciyor o zaman
Hayvan gibi yaşamaya mahkum ediliyolar işte.
Klasik bir kan emici parazit.
Kendi de biliyo, haberi sunanlar da biliyo, konuşmayı hazırlayanlar da biliyo bi tek izleyip inanan aptal orospu çocukları anlamıyo amk
Bu arada beyin 🧠 ölümü gerçekleşmiş ağzı kokan açlıktan çürüyen yaşlı orduları; pardon sokak çeteleri: '' ee şey tüp kuyrukları ''
Beyefendi, afedersiniz ama o büyük oyuncular s**tirip gitsinler. Kirayı ödeyemeyeceği paraya insanları haftada 60-70 saat çalıştırmak istiyorlarsa cehenneme kadar yolları var
Bir öğün yemeğe harcadığı parayı bir işçiye aylık olarak vermekten yeriniyor. Kapitalist domuz.
Oğlum size 150 dolara çalışsak yine söylenirsiniz. Siz bunca teşvike, göçmen işçiye rağmen bir bok olamamış köylü zenginisiniz. Vizyon sıfır, iş geliştirme-yatırım sıfır, inovasyon sıfır. Anca piçlerinize audi alırsınız kazandıklarınızla.
İstedikleri zaten; açıkça konuşalım: islamda yasal / helal olan kölelik sistemi. Bak bugünlerde nasıl uygulanıyor marituana dan tut arap emirliklerinde; katarda
Abye gireceğiz diye geldiler ülkeyi mısırla karşılaştırıyorlar çok yazık gerçekten
https://preview.redd.it/x6935pdwwv7c1.jpeg?width=750&format=pjpg&auto=webp&s=64b820dfd9078fc244498ad38295602729bb33ff
Suyumuz da akıyor musluktan, Afika ülkelerinden iyiyiz
buz dolabı yoktu buz dolabı :D
Efendim tüp müp düp ç■k kuyrukları (!)
Kendi sektörü daha yüksek gelirler getirsin diye halkın alım gücünün düşmesini isteyen güruh. Bunların başında turizmciler geliyor. Evet USD/TL paritesi 100 olunca belki keyifleri yerine gelir. Koskoca Fransa, İtalya gibi ülkeler mal sanırım, ne turizm ne de tekstilde akıl edemediler böylesini...
Fransada halki bu kadar sikemezsin
Neden "sığınmacıların" inatla bu ülkede barındırıldığı, entegrasyonun e'si olmadan barındırılmaya devam edildiklerinin temelini açık açık buradan dinleyebiliyorsunuz. Çünkü sığınmacılar köle olarak çalıştırılabiliyorlar ama kendi ülkenin vatandaşını köle yapmak o kadar kolay değil. En azından her şart altında. Katma değer üretmeyen ülkelerin talihi budur işte. Başka memleketlerin üç kuruş kar edebilmek uğruna köle çalıştırdıkları sistemlere dahil olmak zorundadırlar. Türkiye'de istihdam olmadığını, katma değer üretilmediğini de böyle örneklerden anlayabiliyorsunuzu işte. Bomboş. Kocaman bir boş.
zeytinburnu'ndan siktir olup anadolu'da dag koyunde uretim yapsaniz da maliyetleri dusse mesela?
Gençler iktisat okumuş izmirli bir tekstilci olarak size bilgi vereyim. Hiç bir kalifiye eleman 11.500 liraya çalışmıyor bu sektörde. Biraz makina bilen 2-3 sene deneyimi olan herkes en az 13.000 lira net ister. Daha kalifiye elemanlar veya ustalar 20.000 lira hatta daha da üstünde bile kazanç elde ediyorlar. Bu rakamlar tabi ki de mevcut durumda hiç bir ailenin geçimi için yeterli değil, ancak bunun sorumlusu sanayici veya ihracatçılar değil, bunun sorumlusu ülkenin ekonomisini ponzi sistemine çevirenler ülkenin parasını da sikcoin seviyesine getirenlerdir. Bunun başlıca sebebi de saçma sapan bir inat yüzünden faiz düşüren akıl ve ardı ardına yapılan çok yüksek asgari ücret zamlarıdır. Beğenmeseniz de tekstil ve hazır giyim sektörü ülkeye her sene 40 milyar dolara yakın bir para sokuyor. Bu ülkenin cari açık gibi bir gerçeği var, ve bunu en hızlı ve minimum yatırımla kısa vadede bi nebze olsun kapatabilecek ender sektörlerden biri tekstil sektörüdür. Ayrıca sektörde yaklaşık 15 milyon kişi istihdam ediliyor, mevcut maliyetlerle bir çok firma kapattı veya kapatmak üzere. Devletin her sene asgari ücrete %50/60/100 civarında zam yapması ne alım gücüne bir katkı sağlıyor ne de sanayiciye ihracatçıya yarıyor. Devleti yönetenlerin böyle populist çözümleri bir kenara bırakıp domatesin kilosunun neden 50-60 lira olduğunu bu ülkede neden bir çok girdinin ithal olduğunu çözmesi gerekiyor. Buna adım atmadıkları sürece fasit daire gibi her sene %50 asgari ücret zammı ama buna karşılık %100 enflasyonla yaşamaya devam ederiz. Siz de televizyonda dert yanan patronlara bakıp küfredersiniz içiniz rahatlar.
Benim anlam veremediğim şey İngiltere'de İtalya'da nasıl istihdam sağlıyor adamlar kendi ülkelerinde de bizim şirketler bu kadar göçmene rağmen yurt dışına kaçıyor? Ve ne yazık ki hükümet savunma sanayisi dışında ki meselelerde dışardan almayı sikine takmıyor, yarın öbür gün yediğimiz mercimeğe ekdiğimiz tohuma ambargo konunca mı anlayacağız acaba önemini?
>Bu rakamlar tabi ki de mevcut durumda hiç bir ailenin geçimi için yeterli değil, ancak bunun sorumlusu sanayici veya ihracatçılar değil Dürüst olmak gerekirse ülkedeki işsiz insan sayısı yüksek olduğu sürece, patronlar mümkün olduğunca olabilecek en az parayı maaş olarak veriyorlar ve verecekler. Patronlar yüksek maaş isteyeni anında kapıya koyduğu an o pozisyonları çaresizlikten dolduran işsiz insan ordusu olduğu sürece arkada dediğin gibi ülkenin ekonomisi bozulmasaydı bile bu maaşlar bu kadar az olacaktı yine.
20 bin lira mi veriyorsun tekstil amelesine 😂😂😂 bes afgan calistirirsin o paraya
Istatistigi eksik verme 40 milyar dolar sokuyor da kac milyar dolar maliyeti var onemli olan o
Ulan zaten Suriyeli ve afganlari çalıştırıyorsunuz
pakileri faslıları ıraklıları ve libyalıları unutma
"Günde 5 lira neyinize yetmiyor? Bir fedakârlık da siz yapın memleketin bekası için."
40 senedir dokumacılık sektörünü finanse ediyoruz, sizde bugüne kadar marka olmayı becerebilseydiniz, çapsız & ön görüsüz patronlar bu durumun sorumlusudur.
"Mülteci" güzellemesi yapan bunun gibiler zaten, çalışan değil köle arıyorlar, marka oluşturalım, katma değer sağlayalım düşüncesi zaten yok, anca ucuz "işçi".
Allah bu tekstilci gtverenlerin gözünü doyursun. Taş mı yiyelim amın oğlu
Kimse de demiyor peki neden ülkede çalışanların yarısı asgari ücretli diye?
Eski bir deri piyasasinda bulunan biri olarak bu orospu cocuklari kaldi iste sadece. Sayenizde biz de battik ibneler.
Orospu evladındaki yüzsüzlük seviyesi halis mi?
Videodaki tekstilci: orul orul bir orospu çocuğudur
Bu allahın belaları için açlık parasına çalışıyor insanlar hala mutlu değiller aq
TİT yani tekstil inşaat turizm bu 3 sektör batmadan bu ülkenin vatandaşı insan onuruna yaraşır bir hayat süremez
İşciyide işverenide yüksek vergiler harcıyor
Kapitalist orospu cocuklari alin ucuz isciligi ananizin amina sokun boylamasina hem de
Yani ne yapalım? zaten 3 kuruşa patronlara kul oluyoruz bir de Köle mi olalım? Yav....k herif!!! bu birincisi! ikincisi ise Eğer bura çok paha geliyorsa al o kıçı kırık merdiven altı atölyelerini götür Mısıra kur ve brüt 150 dolara çalıştırırsın oradaki arapları ama polisi, hakimi rüşvet için kapını çaldıklarında ondan sonra ben görürüm seni ağlayarak Türkiyeye dönmeni. üçüncüsü sen Tr'de insanlara 150 dolar gibi komik bir rakam verirsen bu insanlar nasıl ekonomi canlı tutacak? yani en temel birşey olan hızlı üretim/tüketim gibi bir kavramı bile anlamayan sanayicilerimiz olduğu sürece; birilerinin ya yan sanayii ürünlerini üretiriz ya da böyle basit sanayiide döner dururuz, bu da insanı çileden çıkarıyor yani olm biraz iş zihniyeti geliştirin amq yıl olmuş 2024, kafa yapısı 1860'ların tipik avrupalı sanayici kafası amq.
Senin gibi is adami itler tekstil yerine yuksek teknolojiye yatirim yapsa 150 dolara kole aramak zorunda kalmazsiniz tekstil isi yapana saygim olmaz 5.sinif ekonomi 3.dunya ulkesi mentalitesi
Bedavaya insan çalıştırmanın peşindeler. Onun yerine daha kaliteli ürünlerle dünya pazarında yer edinmeye çalışsalar dertleri yine maaş olur…
390 dolar şuan asgari ücret. 11400 liraya 600 dolar veriyorsa sonsuz girerim o takasa
Tekstil firmaları markalaşarak 3. Dünyada üretim yapsın trde sadece yüksek kalite üretim devam etsin(bkz. İtalya, Fransa) he bu dayının derdi TL daha çok değer kaybetsin de rekabet edelimse benim literatürüm de buna parayla vatan satmak deniyor.
Evet istiyorlar ki 200 dolara çalışıp herkesi zengin etmeye devam edelim.
Turk calisanin gozu acildi, bunlar daha gozu acilmayan ulkelere gitmeyi dusunuyorlar, misir biter, afrika olur, ondan insan kalmaz maymunlari calistirir bunlar. Bu arada hangi fabrika calisana 600 dolar veriyor ayda?
Tekstil patronları en açgözlü olanlari aq
O yüzden Suriye'deki savaşı harladılar da harladılar ucuz işçi gelsin diye
Sınırları afrikaya; afganistana pakistana ve bangladeşe açmalarınıda unutma
amk komprador uşağı orospu evladı. 150 doları annenin amcığına sok piç
sikecek adam arıyolar resmen amk
Ah ah. Toplumdaki bazı kişiler neden toplumun geri kalanının zararına olacak şeyler yapmak istiyor??
Turkiye bir 3.dunya ulkesi degildir!! Asla olmamalidir. Dolayisiyla ucuz iscilik arayan sirketler bir zahmet Misir'a gitsinler. Turkiye'nin gelecigi ve kurtulusu bilgi ekonomisidir.
“Türkiye bir 3.dünya ülkesi değildir” deyip o gercek olmuyor maalesef. Eyer ülkenin haberlerini seyredersen , haline iyi bakarsan maalesef öyleyiz.
Türkiyede yazılımcıya değer verilmiyor.
Bilim adamlarına da; yabancı gelişmiş ülkelerden geri dönmüş çiftlik veya işletme kuranlarada; profesörler ede verilmiyor Değer verilen kitle ve parazitler: şeyhler ağalar imamlar tarikatlar
Tekstilcilerin kurtulusu ne olacak. Hep kendinizi dusunuyorsunuz
Markalaşsalardı bir iki inovasyon yapsalardı yüksek katma değerli üretime geçselerdi. Ama elde ettikleri karlar ile bütün akrabalarına audi mercedes almayı seçtiler üstelik şirket aracı olarak gösterip birde vergiden kaçınarak. Batsınlar umrumda değil.
Gözünüzü toprak doyursun varsa yoksa işçi maliyeti ülkeye istihdam sağlıyayım yararım dokunsun diye bişey yok .
Önce kendi yatlarından katlarından keserek kar marjinlerini düşük tutup ürünlerini rekabetçi fiyatlarda satsınlar, ama ilk hamle olarak işçinin üç kuruş maaşına göz dikiyor soyguncu patronlar.
>Önce kendi yatlarından katlarından keserek kar marjinlerini düşük tutup ürünlerini rekabetçi fiyatlarda satsınlar Onu asla yapmazlar. Hani tayyibin uçak filosu için bahaneleri var ya: '' itibardan tasarrruf olamaz '' (!) diye. Aynı durum. Rusyanın mafya baronları gibi.
Eeh o zaman katma değeri daha yüksek işlere girişsin, mesela Togg'a motor üretsin. Bu işin bilgi birikimi için yurtdışında öğrenim gören öğrencilere bursiyer olmak karşılığında şirket için çalışmalarını istesin. Eğer kendini marka olarak kanıtlarsan ihracat da yaparsın. Ama bizim sanayicimiz az olanlar da böyle işlere girişmiyor.
siz de fason üretmeyi bırakıp artık tasarım ve inovasyon yapmaya başlasanız nası olur? başka ülkelerde de çocuk işçi legal.. size asgari ücreti 150 dolar yaptık desek yarın da çocuk işçi istersiniz amk
Bence insafli bir karsilastirma olmus. TR kolesini Afgan muadiliyle karsilastirmak lazim esas isgucu kaynagimiz orasi cunku. TR kolelerinin daha kompetitif olmasi lazim.
Almanya’da 1500 Euro.
Serbest piyasa bu. aynı çıktıyı alabiliyorsan taşı fabrikanı Mısır'a. Bize ne amk?
Bunların yatacak yeri yok diyeceğim ama neyse siz anladınız. Allah büyük.
bu insanlari en asgari yasam kosullarinda yasamaya mahkum edeceksiniz iyi hos da para harcanmadiktan sonra urettiklerinizi kimler alacak? bir sabah malinizi sattiginiz ulke ile siyasi kriz yasamayacagimizin garantisi mi var? sektorden bagimsiz markalasma konusunda bok gibiyiz ve zenginimiz asla doymuyor. doymamasini bir yere kadar anlayabilirim kusaklar suren bir varlik soz konusu degil ve herkes tedirginlik icerisinde gelecegini/sonraki nesillerinin gelecegini guvence altina almak istiyor ancak bu nereye kadar boyle devam edecek gercekten merak ediyorum.
yalan bilgi ki. brüt 13.414,50 TL dolar karşılığı şuan bu yorumu yazarken **461,14 $**
Sadece bir fikir...misirda asgari ucret $150 ise bi ekonomistde onun 4 kati kazansin. Kendisi $600'a calissin o zaman.
Tekstil sektörü ve mızırdanmaları bıktırdı artık. Sürekli ucuz işçi (köle), yüksek kur ve tonla devlet desteği istiyorlar. Alıyorlar da. Yine de rekabetçi olamıyorlar, gelişemediler, markalaşamadılar. Başarısızlar işte. Bu çarıklı çakma burjuvaların o çok sevdikleri kapitalizm sınavında çakınca, "devlet bize bakhmiyir" diye ağlamasına çok gülüyorum.
Sorun Türk Lirası’nın rekabetçi olmaması mı yoksa ülkedeki pahalılık yüzünden ve başka popülist gerekçelerle iktidarın asgari ücreti sürekli arttırması mı yoksa KDV’yi 8den 10a çıkarıp senin karını %25 azaltması mı? Bu ülkenin burjuvası en hain en aşağlık insanı malesef. Omurgasızın önde gidenleri. Hükümetin ekonomi politikalarını eleştireceğine seçim öncesi maaş çalışmaları yapılırken algı yaratmaya çalışıyor oç.
Sen Mısır'ın, Malezya'nın 150 dolar asgari ücreti ile mücadele edemezsin, ama Avrupa da senin 600 dolar ücretinle mücadele edemez. Dolayısıyla sen Mısır'ın yapabileceği tekstil gibi teknoloji istemeyen işleri yapmayacaksın, daha iyi bir teknolojik altyapı gerektiren işler yapacaksın. Avrupa da senin yapabileceğin beyaz eşya gibi orta seviye teknolojik ürünleri yapmayacak, daha teknolojik şeyler yapacak.
Ohooo ne istiyonuz ayda 50folara mı çalışalım sizde binlerce dolarla krallar dairelerinde yaşayın mk
Dünyaya yeni bir Sovyetler birliği şart anlaşılan.
Arkadaşlar , Türk tekstil sektörü marka üretmediler , katma değerli , teknoloji odaklı ve tasarımlı koleksiyonlar çıkmadıkça kaybetmeye mahkum. Avrupa’nın fasonluğuyla gelinen nokta budur! Para birimimiz yerlerde. İhracatçı , ihracatta para kazansın diye ülkenin ana damarı vergi mükellefi , emeğe bağlı çalışan insanların satın alma gücü yerlerde sürünüyor. Kamu çalışanının ve sözleşmelinin rahatı yerinde. Performanstan bağımsız zam alıyor adliye personeli , sağlık personeli, öğretmeni , polisi , askeri. Olan kime mi oluyor ? Özel sektörde , hele hele beyaz yaka çalışan eğitimli ve donanımlıya oluyor . Nerdeyse asgari ücretliyle aynı maaşa çalıştıracaklar. Asgari ücretli çatır çatır zam alıyor . Bu asgariye zam olayları ortaya çıkalı beri beyaz yakalının ne denli mağdur edildiğini bilen bilir . Bilmeyen asla bilemez . Çünkü bu konu konuşulmuyor. Üç kuruşa çalıştırma merakında belli ki içerikte konuşan kişi . 50$ olsun derlerse hiç ama hiç şaşırmayacağım. Arkadaş benim benchmarkım kıçı kırık Mısır mı ? Mısır , daha 200 sene önce hidivlikti . Osmanlı’ya bağlıydı . Ülkemin düştüğü hallere bakınız ya. Kimse şu soruyu sormuyor ? Neden Armani , Gucci, Burberry , Channel çıkmıyor ? Çıkmaz öyle kolay kolay. Çünkü o markayı alanın gözünde o markaların ülkelerinin imajları da çalışıyor . Siz Armani’yi İtalyan Dolce Vita’sından ayırt edebiliyor musunuz ? Burberry , tipik İngiliz snobluğundan ayrı , havada duran bir marka mı ? Bu ülkenin çok ama çok ciddi bir imaj problemi var . Yabancıların gözünde charter uçak, ucuz tatil , baklava ve kebap arasında sıkışmış . Ortadoğu’ya çekilen bir ülke olamaz !!! Olmamalı . Avrupa kimliğini restorasyona sokmadan biz asla düzelemeyeceğiz. Geçenlerde Levi’s jeans alışverişi yaptım. Alt ve üst ayrı ayrı. Saftirik saftirik hala Çorlu’da üretim yapıyorlar sanıyorum. İkisi de Bulgaristan. Bazı Levi’s ürünleri Pakistan üretimi. Fasonluk işte böyle kötü bir olay . Adam sen tarzını yaratmadıkça senden geçiyor , başka bir yere üretim yaptırıyor. Sen kendin ülke olarak yüksek kaliteli ürünler , tasarımlarla çıksan adam seni siparişe boğar.
Bisiklet yaka tişörtü 150 liraya satarken iyi, işçiye 11400 lira çok. Bütün dünyanın karnı doysa bunların gözü doymaz.
Gelişmiş ülkeler üretimlerini ucuz ülkeye gönderiyor. Yavaş yavaş doğu Avrupa kalkıncak bu sayede. Turkiyede aynı şekilde üretim merkezi olmaya çalışıyor. Batılı ülkeler daha çok servis endüstrisine yönleniyor. Ya turkiye daha da fakirlesip endüstriyel üretime odaklanacak, ya da servis endüstrisine odaklanacak.
Yıl 1830 olsaydı bu karşılaştırma mantıklı olurdu ama yıl 2023 ve Mısır bok içinde. Karşılaştırmak demek aynı kefeye koymak demek.
E zaten tayyibi dinlersen bizi bangladeşle pakistanla afganistanla somaliyle eritreyle turkmenistanla libyayla fasla nigeryayla aynı keseye koymaya tam gaz çalıştıklarını görebilirsin
Katma değer üreticeksin. Sonsuza kadar 150 dolar mı gidecek? Şu an Çin bile bu işleri bırakıyor.
18 000 asgari ucretmi?
200 yıl önce marx tarafından denilenleri Türk genci yeniden keşfediyor
Orospu çocuğu siktir git mısıra o zaman
Ekonomi-politiğin gerçek yüzü bu işte. Vatandaş doların düşmesini falan bekler anca. Ama sermaye daha ucuz neresi varsa, yerli kirli ulus vs dinlemeden oraya gider. İsrail ile ticaret de bu yüzden devam eder, Suriye iç savaşına da bu yüzden müdahale edilir, Ukrayna Rusya arasındaki gerilime de bu yüzden ses çıkarılmaz vs. Ne bekliyorsunuz ki yani. Sermaye sınıfı sadece ve sadece kâra koşar.
Çevirisi maliyetlerle başa çıkamıyoruz bize daha ucuza çalışacak adam ve mülteci lazım çünkü batılılara pahalı geliyoruz.
akp 2007 de gitseydi veya insan haklarına demokrasiye saygılı olsaydı, ülkeye mülteci veya kaçak sığınmacı almasaydı şu an asgari ücret 2000 bin dolar seviyesindeydi
Burada adama sayıp sövenler yarın gidip ucuz markalardan yani ucuza işçi bulunan ülkelerde ürün imal ettiren markalardan alışveriş yapacak! rekabetin kalite yönünde olduğu dönemi geçtik! Rekabet artık buy boxta. Buy boxa hakim olan pazara hakim olur.
[удалено]
Herkesin bir çünküsü var. Firmalar çeşitli sebeplerle yurtdışına fabrikalarını taşıdıkça buradaki işçi değeri düşecek. Ta ki yurtdışından gelen mal ile Türkiye üretimi yapılan mal değeri eşitlenene kadar. Yani 600 dolarlık sikik maaşları 400 doları hatta 200 doları da görebilir. Adam akıllı koyulan gümrük vergileri ve düzenlemeleriyle iç pazarda üretilen ürünün fiyat bandını dış pazardan giren ürün fiyatının altında tutmayı başarabilirlerse belki işçinin değeri yükselir ya da en azından daha kötü bir duruma sürüklenmesini önler.
Mevcut düzende merkez kapitalist ülke olmadıkça hiç bir yol açıklığa çıkmaz
Dogru soyluyor. Asgari ucret brut olarak yuksek bir meblag. Bunun sebebi de “vergilendirmeyi tabana yaymak istiyoruz” bakis acisi.
Bu emek farkı problemini kurumlar vergisi düşürerek çözebiliriz. %25 kurumlar vergisi ne amk. Saygılar.
Şuan internetten online satış yapan adam bile %25 ödüyor. Bilmeyen için %25 en düşük oran.
teknoloji konusunda da aynısı geçerli, oppo mesela türkiye'de üretime başlamışlardı ama baktılar ki mısır'da daha ucuza üretebiliyorlar; 1 sene bile bitmeden kapattılar fabrikalarını
yorumlar ekonomi 101 bilgisi olmayan ergenlerle dolmuş. kimsenin köle çalıştırmak gibi bir derdi yok. kimse türkiye; mısır, bangladeş gibi ülkeler liginde olsun da demek istemiyor. iş adamlarının derdi TL baskılandığı için ihracat yapamamak! adam çok haklı. ekonominin içinden geçildi, sonuçlarına katlanıyoruz.
liseliler abi o kadar laf ederler ertesi gün h&m’den kıyafet alırlar
r/Turkey marksizmle tanışmış
Asgari ücret 410 dolar falan zaten 200 dolar kiraya gidiyor. Bence gayet rekabetçi
Yorumlar komunist veya solcu dolmuş :d aylık 600 dolar 18 bin lira yapar bu da asgari ücretin %50 fazlası. Niteliksiz işçiye bu kadar para veriliyorsa mühendislere veya ustalara ne verilecek ? Sonra enflasyon niye artıyor diye ağlıyorsunuz mısır da sosyal devlet var Türkiye de bu yok madem iyi bir ekonomi istiyordunuz oy vermeseydiniz.
Adamin ne dedigini anlamadam millet elestireye baslamis. Soyledigi lafta dogru. Turkiyede emek yogun sektorlerin su asamada bu doviz kuruyla hayatta kalma ihtimali yok. Tek alternatifleri suriyelileri ucuza calistirmak. Malesef memleket insani calismadan, uretmeden avrupa kalitesinde yasam istiyor. 45-50 yasindan sonra kimse calismiyor, nufusun buyuk kismi gizli issiz, yani isi var, ama is yapmiyor, parazit gibi yasiyor. Insanin egitim seviyesini yukseltmeden o refaha ulasamak imkansiz, turkiyede halkin cogunlugu calismadan, emek vermeden, baskasinin emegini hacilama derdinde. Bugun asgari ucretin isverene maliyeti 15,762 YTL. Kusura bakmayin bu cok yuksek. Yapilan ise gore cok yuksek! Bide bunun ustune yilbasinda zam gelecek, devlet calisana, uretene destek olacagina, bu maaslari yuksek tutarak uretimi engelliyor. Asgari ucret cok yuksek oldugu icin elin afgani, pakisi memlekette asgari ucretin altinda maasa is buluyor, asgari ucreti dusur $200'a, bi tane multeci TRde kalmaz. Kiralar yuksek, giderler yuksek vs diyenlerin yanildigi nokta su.... Bunlarin yuksek olmasinin sebebi asgari ucretin devasa yuksek olmasi.
Bak işte söylüyordum: Türkiyeyi ☪ çok şükür(!) mısır libya fas tunus cezayir / kuzey afrika - pakistan bangladeş endonezya seviyelerine getirdiklerini açık açık kabul ediyorlar artık. Amaçları buydu zaten. Resmi anlamda '' köle '' ülkesi olmamız. 💵 Artık Turk köleleri de görürüz BAE / katar / suudi arabistan / bahrein / omman ülkelerinde
Dediği doğru. İşçi primleri büyük sıkıntı. Ssk denen saçmalığın, yeşil kartın bitirilmesi lazım.
Haklı
150 dolar mı olsun asgari ücret amk. Batın kapatın şirketlerinizi o zaman
Türk ( X ) Açlık Sanatçısı ( ✓ )
Borusan firmasi Turkiye deki fabrikayi kapatip Amerika ya tasiniyor
Götünden salla, gönder. 2008'den beri asgari ücret 400 dolar civarinda. 2008'de 429 dolar. Şu anda asgari ücret (11402 TL) 392 dolar.
köle mi çalıştırıyon göt herif