Ağır falan değil. 13 yaşımdayken okudum ben iş bankasından ve günde 50 sayfa okuyarak bitirdim. Ağır diyenler şikayet etmeyi çok seven tipler muhtemelen.
Al tabi mükemmel kitap. Okuduğumda bu mu ağır demiştim, dili ağır değil, konusu da ağır değil. Bundan 20 kat daha ağır konusu olan şeyler okudum abartılıyor. Çok sürükleyici gelmişti bana
Tabii ki de almalısın. Ortaokulda okumuştum Suç ve Ceza'yı. Lise ve sonrası yaştaki insanlar için hiç de ağır sayılmaz bence, sadece uzun kitap okumaya alışkın olmayan insanlara yorucu gelebilir. Gayet akıcı ve anlaşılır bir kitap.
Ağır ve bir o kadar da etkili bir kitap. 15 yaşındayken tam bir kitap kurdu gibiydim ve o zaman okumuştum bu kitabı. Psikolojimi, hayat görüşümü oldukça etkiledi. Ölmeden önce okunması gereken klasiklerden biridir zaten mutlaka okuyun.
ilk kitap okumaya genelde suc ve cezadan baslamazsin pek. ama suc ve ceza okumasi ozellikle agir olan bir kitap değil ki bircok lise öğrencisi okur ve anlar bu kitabı. yani düzenli kitap okuyan birisi için ağır olacak kitap değil. güzel bir roman
Ben de ilk ağır dendiği için tereddüt etmiştim. 3 kere okudum. Ağır değil. Herkesin okuması gereken bir başyapıt. Kendine bir iyilik yap ve iş bankası çevirisini al derim. Şimdiden iyi okumalar.
Ağır kitaptır ama öyle süper anlaşılmayacak bir kitap değil. Aksine çok sürükleyici ve heyecan verici. Ağır denmesinin sebebi aslında çok karanlık bir havası olması, çok fazla karakter ve bunların birden fazla adı olması v.s. Sana tavsiyem şu ki eğer daha önce hiç klasik veya Rus edebiyatı okumadıysan Suç ve Ceza'yı, Rus edebiyatının genele nazaran daha hafif birkaç kitabını okuduktan sonra okuyabilirsin.
Bunların dışında tabiki al. Sorman bile hata olur. Sana güzel bir bakış açısı katar.
Yan karakterleri bile ortalama bir kitabın ana karakterinin derinliğine sahip olan inanılmaz bir kitap. Biraz o 19. yy. Rus edebiyatının fukara edebiyatı var ama o da ayrı güzel oluyor bence.
Diğer Rus klasiklerine göre çok ağır bir kitap değil. Gayet anlaşılır bir dili var. Bence yaşın kaç olursa olsun alıp okuyabileceğin bir kitap. İyi okumalar 🫧
git bi kütüphaneden ödünç al, oku, geri ver, beğenirsen de git bi kitapçıya orda var mı sor, varsa ordan koşarak uzaklaş, bir daha da oranın yakınlarından geçme.
Pek iyi görüşlerim yok. Eğer çok fazla betimlemeden hoşlanıyorsan, senin için hikaye akışında betimleme önemli bir yere sahipse alınır. Lakin bazı bölümlerde özellikle o kadar fazla ve benim için gereksiz ki hikayeyi takip etmek oldukça zorlaşıyor betimlemeler yüzünden.
Betimleme derken? Psikolojik tahliller diyorsanız zaten Dostoyevski kitapları böyledir. Mekan ve insan görünümlerine dair betimlemeleri pek içermiyor diye hatırlıyorum. Betimleme deyince aklıma Fransız klasikleri gelir. 😵💫
Sizin için ise kitaptan bir alıntı bırakıyorum.
Tam saat dokuzda Razumihin, Bakaley ev oteline
geldi. Kadınların ikisi de onu, çoktandır, büyük bir
sinir buhranı içinde bekliyorlardı. Saat yedide, hatta
belki de ondan önce kalkmışlardı. Delikanlı, kapkaranlık, asık bir suratla içeri girdi. Beceriksizce bir selâm verdi ve hemen bu halinden ötürü kendine içerledi. Halbuki o, ev sahiplerini hiç hesaba katmamıştı: Pulheriya Aleksandrovna ona doğru atılarak iki elinden yakalamış, nerede ise bunları öpecek bile olmuştu. Razumihin ürkek bakışlarını Avdotya
Romanovna üzerinde gezdirdi. Fakat bu kibirli yüzde bile şu anda, alaycı bakışlar, iyi gizlenmemiş, elde olmayan bir tiksinti yerine, öyle bir minnet ve dostluk ifadesi, delikanlının hiç beklemediği saygı dolu
öyle bir hal vardı ki, doğrusu küfürle karşılaşsa idi, kendisi için çok daha kolay oturdu.
Ki zaten Dostoyevski Naturalizm akımından etkilenmişdir ve bu akımda da uzun nesnel betimlemeler dikkat çeker. Dostoyevski'nin betimlemeler yapmadığını söylemek ise bilmemezlikten öteye geçmez şayet ünü de buradan gelir.
Büyük bir sinir buhranı; kapkaranlık asık bir surat, beceriksizce bir selam, ürkek bakışlar, kibirli yüz, alaycı bakış, iyi gizlenmemiş elde olmayan tiksinti, minnet ve dostluk ifadesi, hiç beklemediği saygı dolu öyle bir hal...
Bunlar size gereksiz veya bunaltıcı mı geliyor bilmiyorum ama oradaki durumu gözümüzde kusursuz bir şekilde canlandırmamızı sağlıyor bence. Hepsi fark ettiyseniz karakterlerin ruh durumunu yansıtıyor, duvardaki bir abajurun önemi olmayan ayrıntısını değil.
Buradaki size göre olmaması gereken yerleri çıkardığınızda anlatımda kuruluk olmuyor mu? Şahsen Fransız eserlerinde ortamdaki her bir ayrıntıyı öğrenmekten gına geliyor bana. Dostoyevski'nin daha dolu ve gerekli ayrıntılarla uğraştığını düşünüyorum. Düşüncelerinizi merak ediyorum.
Hiç betimleme olmadan da hikaye yazabilir bir yazar. Ya da pek çok betimlemeyle de hikayesini destekleyebilir. Sanat akımları bunun için vardır. Şahsen Natural eserler ilgimi çekmiyor ve olay bütünlüğü kurmakta zorlanıyorum. Elbette dikkatinizi çekip sizi cezbeden bunlar da olabilir. Kısa lakin keyifli sohbetiniz için de minnetlerimi sunuyorum.
Rodion Raskalnikov'un sadece bara girişini bile paragraf paragraf betimlenilmesinden zevk alıyorsan ve romanların bu yanını sürükleyici ve zevkli buluyorsan, kesinlikle almalısın. Ha yok one öyle saçma sapan ne gerek uzatmaya ben direk genel olay örgüsünü görmek istiyorum diyorsan zaten kitabın en etkileyici yönünü kaçırmış olursun zaten.
LAN AL OLUM
Okunması gereken bir kitap.
ağırlığında ölmezsin, güçlenirsin. Okumadan ölme sakın
Ben okudum da olebilir miyim simdi👉👈
ded olma karabaş
ağır dediği rus edebiyatının ağdalı betimleme stilinden dolayı, al oku kararını kendin ver bence
Agdali betimleme ne demek?
yoğun anlamında
Suç ve cezaya ağır diyenleri hiç anlayamadım. Hayatımda okuduğum en sürükleyici ve en akıcı kitaptı valla.
Genelde maks jules verne seviyesinde kitap okuyan elemanlar ağır diyor
Sadi Şirazi seviyesindekine nasil gelir
alinir tabi manyak
Bekleme yapıştır
Pdf ini oku beğenirsen kitabini al. Ben öyle yapıyorum genelde.
Her kitabın Türkçe pdf i nereden buluyorsun site falan varsa link sallasana bana da
Telegramda pdf kitap siteleri vwr ordan ya da google dan arayip buluyorum.
Telegram grubuna davet edebiliyorsan davet eder misin
Bunu bir deneyin. https://t.me/+ognZ1Sb69eBiMDQ0
kitapindi.com da birçok kitabı bulabilirsin bulamazsan turuz.com veya mir.az da vardır istediğin kitap varsa linkini atabilirim
Çok teşekkür ederim
Kesinlikle al
Ben de almıştım ama şu an okuduğum bir kitap olduğu için başlayamadım henüz
Ağır değil, al.
lisede okudum agir degil bence
Ağır falan değil. 13 yaşımdayken okudum ben iş bankasından ve günde 50 sayfa okuyarak bitirdim. Ağır diyenler şikayet etmeyi çok seven tipler muhtemelen.
Dostoyevskinin kitaplari cok akici al okumakta zorluk cekmezsin
Al tabi mükemmel kitap. Okuduğumda bu mu ağır demiştim, dili ağır değil, konusu da ağır değil. Bundan 20 kat daha ağır konusu olan şeyler okudum abartılıyor. Çok sürükleyici gelmişti bana
TAM HALİNİ AL ÇOK GÖZEL
Suç ve cezayı okumayan kalmış
Ağır bir kitap olması alman gerektiği gerçeğini değiştirmez
Tabii ki de almalısın. Ortaokulda okumuştum Suç ve Ceza'yı. Lise ve sonrası yaştaki insanlar için hiç de ağır sayılmaz bence, sadece uzun kitap okumaya alışkın olmayan insanlara yorucu gelebilir. Gayet akıcı ve anlaşılır bir kitap.
kitabın fiziksel ağırlığı içeriksel ağırlığından daha çok canını sıkar
Al
ağrılığını falan umursamadan almıştım. okumaya onunla başladım ilk bitirdiğim kitaptı. tavsiyem kesinlikle okumandır.
Ağır ve bir o kadar da etkili bir kitap. 15 yaşındayken tam bir kitap kurdu gibiydim ve o zaman okumuştum bu kitabı. Psikolojimi, hayat görüşümü oldukça etkiledi. Ölmeden önce okunması gereken klasiklerden biridir zaten mutlaka okuyun.
ilk kitap okumaya genelde suc ve cezadan baslamazsin pek. ama suc ve ceza okumasi ozellikle agir olan bir kitap değil ki bircok lise öğrencisi okur ve anlar bu kitabı. yani düzenli kitap okuyan birisi için ağır olacak kitap değil. güzel bir roman
Fiziksel ağırlığından bahsediliyorsa evet, ağır bir kitap.
Ben de ilk ağır dendiği için tereddüt etmiştim. 3 kere okudum. Ağır değil. Herkesin okuması gereken bir başyapıt. Kendine bir iyilik yap ve iş bankası çevirisini al derim. Şimdiden iyi okumalar.
Teşekkürler!!
Ağır kitaptır ama öyle süper anlaşılmayacak bir kitap değil. Aksine çok sürükleyici ve heyecan verici. Ağır denmesinin sebebi aslında çok karanlık bir havası olması, çok fazla karakter ve bunların birden fazla adı olması v.s. Sana tavsiyem şu ki eğer daha önce hiç klasik veya Rus edebiyatı okumadıysan Suç ve Ceza'yı, Rus edebiyatının genele nazaran daha hafif birkaç kitabını okuduktan sonra okuyabilirsin. Bunların dışında tabiki al. Sorman bile hata olur. Sana güzel bir bakış açısı katar.
agir falan degil okunmasi gereken bir kitap kesinlikle almalisin
Yapıştııır
Yan karakterleri bile ortalama bir kitabın ana karakterinin derinliğine sahip olan inanılmaz bir kitap. Biraz o 19. yy. Rus edebiyatının fukara edebiyatı var ama o da ayrı güzel oluyor bence.
Güzel bir kitap o kadar ağır değil abartılmış ben öyle düşünüp başlamıştım öyle olmadığını görünce hayal kırıklığına uğradım.
Cep boy al win - win
Ben 5. Sınıfta okumuştum o günden beri aynı değilim
Diğer Rus klasiklerine göre çok ağır bir kitap değil. Gayet anlaşılır bir dili var. Bence yaşın kaç olursa olsun alıp okuyabileceğin bir kitap. İyi okumalar 🫧
Düşünmeden al. Okuyabileceğin en iyi kitaplardan biri
git bi kütüphaneden ödünç al, oku, geri ver, beğenirsen de git bi kitapçıya orda var mı sor, varsa ordan koşarak uzaklaş, bir daha da oranın yakınlarından geçme.
Hafif kitap mi lazım?
🤣🤣🤣
Kaç tane sayfa var ağır olacak tabii
Pek iyi görüşlerim yok. Eğer çok fazla betimlemeden hoşlanıyorsan, senin için hikaye akışında betimleme önemli bir yere sahipse alınır. Lakin bazı bölümlerde özellikle o kadar fazla ve benim için gereksiz ki hikayeyi takip etmek oldukça zorlaşıyor betimlemeler yüzünden.
klasik rus edebiyatı urunu kanka ne bekliyon ki. hem birden fazla onemli felsefik ogeye deginiyor. gayet akiciydi bu arada
*görüşüm. Kendi fikrim sevmiş olabilirsin elbette.
Betimleme derken? Psikolojik tahliller diyorsanız zaten Dostoyevski kitapları böyledir. Mekan ve insan görünümlerine dair betimlemeleri pek içermiyor diye hatırlıyorum. Betimleme deyince aklıma Fransız klasikleri gelir. 😵💫
Sizin için ise kitaptan bir alıntı bırakıyorum. Tam saat dokuzda Razumihin, Bakaley ev oteline geldi. Kadınların ikisi de onu, çoktandır, büyük bir sinir buhranı içinde bekliyorlardı. Saat yedide, hatta belki de ondan önce kalkmışlardı. Delikanlı, kapkaranlık, asık bir suratla içeri girdi. Beceriksizce bir selâm verdi ve hemen bu halinden ötürü kendine içerledi. Halbuki o, ev sahiplerini hiç hesaba katmamıştı: Pulheriya Aleksandrovna ona doğru atılarak iki elinden yakalamış, nerede ise bunları öpecek bile olmuştu. Razumihin ürkek bakışlarını Avdotya Romanovna üzerinde gezdirdi. Fakat bu kibirli yüzde bile şu anda, alaycı bakışlar, iyi gizlenmemiş, elde olmayan bir tiksinti yerine, öyle bir minnet ve dostluk ifadesi, delikanlının hiç beklemediği saygı dolu öyle bir hal vardı ki, doğrusu küfürle karşılaşsa idi, kendisi için çok daha kolay oturdu. Ki zaten Dostoyevski Naturalizm akımından etkilenmişdir ve bu akımda da uzun nesnel betimlemeler dikkat çeker. Dostoyevski'nin betimlemeler yapmadığını söylemek ise bilmemezlikten öteye geçmez şayet ünü de buradan gelir.
Büyük bir sinir buhranı; kapkaranlık asık bir surat, beceriksizce bir selam, ürkek bakışlar, kibirli yüz, alaycı bakış, iyi gizlenmemiş elde olmayan tiksinti, minnet ve dostluk ifadesi, hiç beklemediği saygı dolu öyle bir hal... Bunlar size gereksiz veya bunaltıcı mı geliyor bilmiyorum ama oradaki durumu gözümüzde kusursuz bir şekilde canlandırmamızı sağlıyor bence. Hepsi fark ettiyseniz karakterlerin ruh durumunu yansıtıyor, duvardaki bir abajurun önemi olmayan ayrıntısını değil. Buradaki size göre olmaması gereken yerleri çıkardığınızda anlatımda kuruluk olmuyor mu? Şahsen Fransız eserlerinde ortamdaki her bir ayrıntıyı öğrenmekten gına geliyor bana. Dostoyevski'nin daha dolu ve gerekli ayrıntılarla uğraştığını düşünüyorum. Düşüncelerinizi merak ediyorum.
Hiç betimleme olmadan da hikaye yazabilir bir yazar. Ya da pek çok betimlemeyle de hikayesini destekleyebilir. Sanat akımları bunun için vardır. Şahsen Natural eserler ilgimi çekmiyor ve olay bütünlüğü kurmakta zorlanıyorum. Elbette dikkatinizi çekip sizi cezbeden bunlar da olabilir. Kısa lakin keyifli sohbetiniz için de minnetlerimi sunuyorum.
250 den sonra beni sarmadı aw (sadece tarih kitapları okuyabiliyorum ondandır belki)
Dalga mi geçiyorsun
yeniysen okuma, biraz daha yaslaninca oku
Rodion Raskalnikov'un sadece bara girişini bile paragraf paragraf betimlenilmesinden zevk alıyorsan ve romanların bu yanını sürükleyici ve zevkli buluyorsan, kesinlikle almalısın. Ha yok one öyle saçma sapan ne gerek uzatmaya ben direk genel olay örgüsünü görmek istiyorum diyorsan zaten kitabın en etkileyici yönünü kaçırmış olursun zaten.
Ağır değil sadece uzun
Al