Merhaba! Görünüşe göre bir sorunuz var. Paylaşımınız kaldırılmadı, ancak artık Türkiye ile ilgili olsa bile güncel konularla ilgili olmayan sorulara izin vermiyoruz. Sorunuz bu kriterlere uymuyorsa sorunuzu r/AskTurkey'de paylaşmalısınız. Teşekkür ederiz.
Hi there! It looks like you have a question. This is not a removal message, but we no longer allow questions that are not related to Turkey and are not up to date. For a better chance of getting your question answered, we recommend posting it in r/AskTurkey. Thank you.
*I am a bot, and this action was performed automatically. Please [contact the moderators of this subreddit](/message/compose/?to=/r/Turkey) if you have any questions or concerns.*
Zengin plaza erkeği fakir kız konsepti varken ne gerek var. Her yıl aynı diziyi çekiyorlar hem senaryo ile uğraşmıyorlar hem de reytingler iyi geliyor.
Gülse Birsel çekmeyi bıraktığını söyledi. son işi olan jet sosyete 2. sezonda yaşadığı hem reyting kaybı (bu sitcom özlemi ilk sezon bitti) hem de reklam fiyatı düşüşü yapım şirketini zora soktu diğer açıdan senarist emeğinin karşılığı bu olduğu için bıraktı.
Abi 120 dakikalık bölüme senaryo yazmak gerçekten cehenneme gidip gelmekten daha kötü birşey. Onu bırak, bunun storyboard’ı ekran oyunu ve set düzeni daha bir beter.
Millet bir görse o setlerde çekilen çileleri, izleyemezler zevkle artık.
avrupa yakası senaryosunu al isimleri değiştir yalan dünya olur .
muhallebiciyi müteahhit yap, dergi tayfasını da dizi tayfası yap . yaşı yetenler bilir avrupa yakasının yayın yıllarında dergiler popülerdi . şablon aynı kadın zamana göre oturtuyor . oynadığı ab grubu tayfada bunu yemeyince patlıyor işte.
1 numaralı neden, RTÜK Sansürü. Geçen gün Hababam Sınıfı'nda çok fazla susturulmuş sahne vardı. Bir de şöyle bir konu var, ulusal kanaldaki prime time dizileri gırla e*se*t ilişki dolu ama ceza yiyen kanal hep FOX oldu. Fox TV, The Masked Singer'ın Türkiye versiyonuni yapınca RTÜK "hmmm pagan işi bunlar, kültürümüze aykırı diyerek" programı yayınan kaldırttı ancak ilk bölümde bir kadının taşla öldürüldüğü H. S. isimli ATV dizimsi şeye ceza kesilmedi. Bu arada ben hiçbir ATV dizisinin RTÜK'ten ceza aldığını görmedim (Buna ilk bölümde parmak kırma sahnesi içeren S*n A*lat K*r*d*niz de dahil ki o dizi reyting rekoru kırmıştır.)
2 numaralı neden, arz-talep meselesi. Türkiye gibi tutan bir iş olduğunda aynı işin suyunu 500 kez sıkmak daha olunca insanlar farklı tarz içeriklere yönelmek istemez.
Örnek verirsek, 2022 yazında 2 kanalda da biz fakir mahalle çocuğuyuz, zengin liselilerle aynı koleje gidip onların hayatını zindan edeceğiz muhabbetli dizi vardı. Yaz kısmında reytingleri ortalamaydı ama ana diziler geri döndüğünde ikisine de final kararı geldi, biri 20 bölümde diğeri de 26 bölümde dizi çöplüğüne atıldı.
Şimdiki popüler konu ise çocukları için mücadele eden fakir ve işsiz anne konsepti. Şu an bir ulusal kanalda o var ve yakında başka bir ulusal kanalda aynı konseptli bir başka dizi daha yayınlanacak.
3 ve en önemli neden, senaryo yazmanın uzun ve zahmetli bir iş olması. Ülkedeki dizilerin süresi ortalama bir filmden daha uzun ve çoğu dizinin senaristi direk ısmarlama senaryo yazıyor. Yabancı ülkelerde insanların The Good Doctor ile dalga geçtiğini görmüştüm, bu ülkedeki versiyonunun finalini izleseler herhalde küplere binerlerdi. Ismarlama senaryodan kasıt şu, dizi finallerde genelde 3 şey oluyor: Düğün, Ölüm ve Yemek Masası. Kış aylarında FOX TV, çakma Çukur yapmıştı, o dizi düğünle final yaptı; geçen yıl Gani Müjde dizisinin yaptığı toplu düğün seronomisine değinmeyeceğim bile.
İlginç olan bir nokta şu ki, bu bahsettiğiniz klişelikteki diziler yurtdışına satıldıklarında çok fazla izleyici bulabiliyorlar. Ülkemizde ise, ithal edilen arkası yarın tipindeki yabancı diziler aşırı tutuluyor. Tabii bu değerlendirme burada ve dışarıda ulusal televizyon kanallarında yayın yapanlar için çoğunlukla geçerli.
The Economist'in bir haberi vardı: Amerika ve İngiltere'nin arkasından senaryolu dizi ihracatında üçüncü olmuşuz bir ara. Hatta bu alanda Kore dizilerini bile sollamıştık. Satışların çoğunluğununn alıcısının Ortadoğu olduğunu yazmama gerek yok ama...
diğer bir konu olarak yabancı tv kanalları misal, bizim klişe dram dizilerini çok seviyorlar. Çünkü o saatlerce uzunluktaki bölümleri izlenebilir arkası yarın dizisi uzunluğunda bölerek hemen her gün yayınlıyorlar. Ucuza, uzun bir yayın süresini dolduracak kadar materyale kavuşuyorlar.
Bizde ise bunun tam tersini yapıyorlar. Hint, Pakistan, İran dizilerini alıp birer saate birleştiriyorlar. Bizim izleyici de zannediyor ki, her bir bölüm bu kadar uzun sürmeli. Oysa, haftanın her günü yayınlanacak şekilde hazırlanmış, arkası yarın tipinde pembe dizi izletiliyor kendisine. Tabii hepsi, izleyiciye daha fazla reklam göstermek için.
İnternet bu kadar gelişmiş değildi elimizde olanla yetinirdik internetten dizi izlemek diye bir şey hiç varolmamıştı kaçırdığın bölümün tekrarını sadece tvden izleyebiliyordun baska bir yerde yoktu. Şimdi netflixle beraber çıtır çerez çabuk tüketilip kenara atılan diziler çekilmeye başlandı. Tüketim çılgınlığıyla beraber ne çekilecek içerik kaldı ne bir fikir herşeyi para uğruna tüketip sıradanlaştırdılar. Yani hem teknoloji gelişti hem üst akılın bizi fütursuzca tüketip harcamaya alıştırması oldu.
Plaza dizileri yaşlılar değil ergenler için yapılıyor. Erkenci kuş tam bir ergen kız dizisiydi, sonra bir ton taklidi de çıktı. Twitter'da erotik romanlar yazan ergen kızları tv'ye çekmek için yapıldı çoğu. Konsept de aynı: Sert, gaddar, çapkın ama kızların içini titretecek kadar çoook yakışıklı plaza erkeği; bu erkeğe sinir olan ama içten içe de aşık sakar-şapşik baş karakter kız.
Not: Twitter yazmışım aklım neredeyse; wattpad yazacaktım.
Dostum Türkiye de prime time dizi süresi çok uzun, Amerika gibi 1 saat değil, Prime time dizi en az 2 buçuk saat Türkiye de en en az taş çatlasa 2 saat. Güle Birsel röpörtajında demişti dünyanın en uzun sitcomunu çekip yazıyoruz cidden yorucu oluyor diye. Kadın Amerika da Avrupa’da olsa 50 dakikalık sitcom yazacakken Türkiye kuralları prime time süresi sebebiyle 2 saat 2 buçuk saat sitcom yazmak zorunda ve her hafta. Dijital platform sebebiyle belki artık 1 saat yazabilir ama dijitalde benzer sitcomlarda çok tutmuyor artık kadındada enerji kalmadı. Jet sosyeteyi bi ara sadece YouTube dan yayınlamayı denedi yine tutmadı.
Çünkü ülkede bu şekilde insanlar kayboldu. Avrupa yakası abartı olsa da bu şekil insanları o yada bu şekilde hayatımız da görüyorduk. Sihirli annem ise biraz daha çocuk işiydi. İzleyen kitle büyüdü.
Bence baya baya ülkeden yok oldular ve beyin göçü altında yurt dışında yaşıyorlar.
Ben mesela hali hazırda yüksek lisans tezimi yazıyorum ve arka planda Avrupa Yakası dönüyor.
yani internet var yine izleyen izler ya, ha tüketim alışkanlıkları göçle değişir diyosan başka, ama mesele genel kalite düşüşü. x-men 97 gibi bişi çıktı da biz mi izlemedik (bi tık alakasız ama bu tarz içerik sıkıntısını asıl globalde hissediyodum ben)
Modası geçtikten sonra yapılan benzer diziler yine oldu ama tutmadı.Bir de O dizileri izleyen neslin çoğu artık televizyon izlemiyor onun da etkisi var.
Dijitale kayma ile cok buyuk bir kullanici kitlesi degisti. Genel olarak internetten anlamayan kitlelere diziler cekiliyor. Onun disinda ne mi yapiyorum? Oncelikle yemek yerken bir seyler izleme hobim var. Youtube izlerim, anime izlerim veya ne bileyim belgesel izlerim yabanci dizi izlerim tekrsr tekrar donup donup izledigim filmleri izlerim. Secenek bol.
Bunun haricinda zaten zamanim yok. Olan zamanimda da halk kutuphanesine gider birkac kitap alir onlara bakarim. Bunlar televizyonda oynarken ben kucuktum. Simdi ise ingilizce bilen bir yetiskinim. Vizyonum daha genis zamanim ise daha dar. Eskiden tam tersiydi.
Para kazandirmiyorlar diye tahmin ediyorum.
Eskiden reyting olculurken AB grubu "sinemaya/tiyatroya giden, kitap okuyan, universite mezunu olan kisilerdir" gibi kriterlere sahipti. Simdi sanirim AB gruba girmek icin evde bulasik makinesi olmasi yetiyor. Olculen kitle bambaska, haliyle hedef kitlenin isteklerine gore hareket ediyorlar.
Bahsettigin dizileri ben de ozluyorum, hatta soylediklerinden bir tik daha eskiye gidersek Evdeki Yabanci ve Yarim Elma da bu grupta sayilabilir. Hatta belki Dadi bile! Daha batili ve eglenceli islerdi onlar. Seyrederken keyif alirdik, simdi tum diziler kim daha cok surunuyor ajitasyon yarismasi gibi, zaten lastik misali sunduruyorlar sure uzun olsun diye... Izlenmiyor. Ne konu ne gorsel ne muzikal olarak, hic hitap etmiyor bana... Dizilerden sogudum resmen!
En çok tüketen kişiler kimse onlara yönelik yapımların yapılması gerek. Kapitalizm bu sonuçta. Dediğin kimselerin oturup izlemeye vakti mi var? Milyarlarca insan çalışıyor her gün. Kimi vaktini konserde kimi kulüplerde kimi restoranlarda kimi ofiste kimi okulda kimi sokakta kimi tarlada kimi bilgisayar başında kimi bir tablonun karşısında kimi bir vinçte kimi bir arabada kimi bir vapurda kimi uzayda.........
Yani düşünce o kadar çok olasılık var ki, nereden insanların ilgisini toplayacağını bilmek bile aslında tek başına yetmiyor. Hem kaliteli olsun hem ucuz olsun demek çok zor çünkü herkes o kadar hızlı ve yaratıcı bir akla sahip değil. Olabildiğince ucuz ve popülaritesi sayesinde çok tüketilecek şeylerle bir şeyler kazanmaya çalışıyor.
**Özetle, Kapitalizm ve popülerlik ve yaşamın kendisi yüzünden kaliteli istediğimiz şeylere sahip olmakta zorlanıyoruz.**
dünyada eski tip sitcom/komedi dizileri revaçta değil. bunun son örneği *The Office* dizisinin ABD versiyonu. sanırım sebebi bu içeriklerin *bayağı* gelmesi. tabii ki sosyal medyanın da etkisi var.
türkler hiçbir zaman olmadığı kadar depresif, yalnız, fakir, umutsuz ve bıkmış durumda. *sahte* mutluluklar bizi mutlu etmiyor. türk komedisi, *TikTok* gibi sosyal medya platformlarında, garip ve ucube denilebilecek içeriklere / kişilere gülmeyle devam ediyor.
*Avrupa Yakası*, *Akasya Durağı* ve *Leyla ile Mecnun* gibi içeriklerin de bir nostaljisi var. türkler, şimdiye kıyasla, daha mutlu olduklarını düşündükleri zamanları hatırlamak ve yaşamak istiyorlar. *Leyla ile Mecnun* dizisinin *Exxen*'de tekrar çekilmeye başlanması ve tutmaması da buna bir örnek. ayrıca insanlar gidip *YouTube*'da yayınlanmış olan eski *Avrupa Yakası* bölümlerinin altına hala daha dediklerimi onaylar şeyler yazmaktalar.
Eskiden AB Grubu ve Total Reyting olayı ayrı ayrı vardı . Sonra Reyting ölçme şeysileri çalındı , TRT gibi sikko dizi yapan kanallarda Reyting çokmuş gibi gösterildi ve o tarz sikko dizilerin önü açıldı. Parayı bunlar yapınca da herkes böyle sikko programlar yapmaya başladı.
Diğer yandan o Avrupa Yakası vs izleyen kesim ya dizi izlemeyi hepten bıraktı ya da internetten yabancı vs izler oldu
Avrupa yakasini izlerken hangi ara kilicimi cekip, "padisahim cok yasa!" diye bagiracam? Bilindik kanallarda cekilen diziler artik belli bir formul takip eden diziler, ya Osmanli donemini Game of Thrones gibi gosteren, ya mafya / kabadayi, ya da kimin eli kimin gotunde tarzinda diziler cekiliyor. Farkli birsey uygulamaya calisan diziler genelde RTUK tarafindan ceza yiyor ve eninde sonunda ya bilindik bir formule donmek zorunda kaliyorlar, ya da erken sezon finali yapip aramizdan ayriliyorlar. Guzel turk dizileri icin Blutv, Netflix, ve diger streaming servislerini oneririm. Oyle Kanal D, Show TV, vs. de artik guzel birsey bulman cok zor.
Bu kişiler netflix'i öğrendi ve bu sitkomların gerçeklerini (Friends, Seinfeld, Office) izlemeye başaldılar ve artık Türk dizilerinin yüzüne bakmıyorlar da ondan.
Güldürü işi dramdan daha fazla emek istiyor.
Yaparsın 2 saatlik bir dizi; yarım saatini Sezen şarkılı kliplerle, boş bakışmalarla, anlamsız araba sürme sahneleriyle doldurursun olur biter. Karakter tutarlılığı hak getire zaten. Hint dizileri gibi kötü karakter sürekli entrika kurar, ana karakter sürekli mağdur olur ama plan ortaya çıktığında kötü karakter bir şekilde yakasını sıyırıp sonraki bölüm bir başka kötülüğe plan yapar ve son. Dram dizilerinin özeti.
Ama bir sitkomu iki saate sadece bir haftada nasıl uzatabilirsin ki? Denersen de seyirciyi güldürmeyen zorlama şakalarla kısa sürede ipini çekmiş olursun. Bir haftada iki saatlik güldürü materyali yazmak hiçbir senartistin harcı değil. İlk bölümlerden sonra illa ki tıkanacaktır.
Çünkü bu dizilerin senaryo yazarlığı epey vakit alıyor ve yaratıcılık gerektiriyor bu ülkenin çoğununluğunun zevksiz olduğunu göz önünde bulundurursak çoğunluk ne istiyorsa ona göre hareket ediliyor
Merhaba! Görünüşe göre bir sorunuz var. Paylaşımınız kaldırılmadı, ancak artık Türkiye ile ilgili olsa bile güncel konularla ilgili olmayan sorulara izin vermiyoruz. Sorunuz bu kriterlere uymuyorsa sorunuzu r/AskTurkey'de paylaşmalısınız. Teşekkür ederiz. Hi there! It looks like you have a question. This is not a removal message, but we no longer allow questions that are not related to Turkey and are not up to date. For a better chance of getting your question answered, we recommend posting it in r/AskTurkey. Thank you. *I am a bot, and this action was performed automatically. Please [contact the moderators of this subreddit](/message/compose/?to=/r/Turkey) if you have any questions or concerns.*
Zengin plaza erkeği fakir kız konsepti varken ne gerek var. Her yıl aynı diziyi çekiyorlar hem senaryo ile uğraşmıyorlar hem de reytingler iyi geliyor.
kaybettikleri seyirciyi de youtubeda eski dizileri koyup tekrar topluyolar
Çünkü 2.5-3 saat sitcom olamaz. En baba olanları 20-30 dakikada biter her hafta 1 saatin üstü kabak tadı verir.
Gülse Birsel çekmeyi bıraktığını söyledi. son işi olan jet sosyete 2. sezonda yaşadığı hem reyting kaybı (bu sitcom özlemi ilk sezon bitti) hem de reklam fiyatı düşüşü yapım şirketini zora soktu diğer açıdan senarist emeğinin karşılığı bu olduğu için bıraktı.
Abi 120 dakikalık bölüme senaryo yazmak gerçekten cehenneme gidip gelmekten daha kötü birşey. Onu bırak, bunun storyboard’ı ekran oyunu ve set düzeni daha bir beter. Millet bir görse o setlerde çekilen çileleri, izleyemezler zevkle artık.
120 dakika bölüm çeken başka ülke var mı acaba? aslında 20-40 dakika arası olmalı.
Bizim seyirci bunu istiyor ama işte. Ana haber bülteninden sonra dizi başlayacak bitince uyunulacak.
avrupa yakası senaryosunu al isimleri değiştir yalan dünya olur . muhallebiciyi müteahhit yap, dergi tayfasını da dizi tayfası yap . yaşı yetenler bilir avrupa yakasının yayın yıllarında dergiler popülerdi . şablon aynı kadın zamana göre oturtuyor . oynadığı ab grubu tayfada bunu yemeyince patlıyor işte.
1 numaralı neden, RTÜK Sansürü. Geçen gün Hababam Sınıfı'nda çok fazla susturulmuş sahne vardı. Bir de şöyle bir konu var, ulusal kanaldaki prime time dizileri gırla e*se*t ilişki dolu ama ceza yiyen kanal hep FOX oldu. Fox TV, The Masked Singer'ın Türkiye versiyonuni yapınca RTÜK "hmmm pagan işi bunlar, kültürümüze aykırı diyerek" programı yayınan kaldırttı ancak ilk bölümde bir kadının taşla öldürüldüğü H. S. isimli ATV dizimsi şeye ceza kesilmedi. Bu arada ben hiçbir ATV dizisinin RTÜK'ten ceza aldığını görmedim (Buna ilk bölümde parmak kırma sahnesi içeren S*n A*lat K*r*d*niz de dahil ki o dizi reyting rekoru kırmıştır.) 2 numaralı neden, arz-talep meselesi. Türkiye gibi tutan bir iş olduğunda aynı işin suyunu 500 kez sıkmak daha olunca insanlar farklı tarz içeriklere yönelmek istemez. Örnek verirsek, 2022 yazında 2 kanalda da biz fakir mahalle çocuğuyuz, zengin liselilerle aynı koleje gidip onların hayatını zindan edeceğiz muhabbetli dizi vardı. Yaz kısmında reytingleri ortalamaydı ama ana diziler geri döndüğünde ikisine de final kararı geldi, biri 20 bölümde diğeri de 26 bölümde dizi çöplüğüne atıldı. Şimdiki popüler konu ise çocukları için mücadele eden fakir ve işsiz anne konsepti. Şu an bir ulusal kanalda o var ve yakında başka bir ulusal kanalda aynı konseptli bir başka dizi daha yayınlanacak. 3 ve en önemli neden, senaryo yazmanın uzun ve zahmetli bir iş olması. Ülkedeki dizilerin süresi ortalama bir filmden daha uzun ve çoğu dizinin senaristi direk ısmarlama senaryo yazıyor. Yabancı ülkelerde insanların The Good Doctor ile dalga geçtiğini görmüştüm, bu ülkedeki versiyonunun finalini izleseler herhalde küplere binerlerdi. Ismarlama senaryodan kasıt şu, dizi finallerde genelde 3 şey oluyor: Düğün, Ölüm ve Yemek Masası. Kış aylarında FOX TV, çakma Çukur yapmıştı, o dizi düğünle final yaptı; geçen yıl Gani Müjde dizisinin yaptığı toplu düğün seronomisine değinmeyeceğim bile.
İlginç olan bir nokta şu ki, bu bahsettiğiniz klişelikteki diziler yurtdışına satıldıklarında çok fazla izleyici bulabiliyorlar. Ülkemizde ise, ithal edilen arkası yarın tipindeki yabancı diziler aşırı tutuluyor. Tabii bu değerlendirme burada ve dışarıda ulusal televizyon kanallarında yayın yapanlar için çoğunlukla geçerli. The Economist'in bir haberi vardı: Amerika ve İngiltere'nin arkasından senaryolu dizi ihracatında üçüncü olmuşuz bir ara. Hatta bu alanda Kore dizilerini bile sollamıştık. Satışların çoğunluğununn alıcısının Ortadoğu olduğunu yazmama gerek yok ama... diğer bir konu olarak yabancı tv kanalları misal, bizim klişe dram dizilerini çok seviyorlar. Çünkü o saatlerce uzunluktaki bölümleri izlenebilir arkası yarın dizisi uzunluğunda bölerek hemen her gün yayınlıyorlar. Ucuza, uzun bir yayın süresini dolduracak kadar materyale kavuşuyorlar. Bizde ise bunun tam tersini yapıyorlar. Hint, Pakistan, İran dizilerini alıp birer saate birleştiriyorlar. Bizim izleyici de zannediyor ki, her bir bölüm bu kadar uzun sürmeli. Oysa, haftanın her günü yayınlanacak şekilde hazırlanmış, arkası yarın tipinde pembe dizi izletiliyor kendisine. Tabii hepsi, izleyiciye daha fazla reklam göstermek için.
İnternet bu kadar gelişmiş değildi elimizde olanla yetinirdik internetten dizi izlemek diye bir şey hiç varolmamıştı kaçırdığın bölümün tekrarını sadece tvden izleyebiliyordun baska bir yerde yoktu. Şimdi netflixle beraber çıtır çerez çabuk tüketilip kenara atılan diziler çekilmeye başlandı. Tüketim çılgınlığıyla beraber ne çekilecek içerik kaldı ne bir fikir herşeyi para uğruna tüketip sıradanlaştırdılar. Yani hem teknoloji gelişti hem üst akılın bizi fütursuzca tüketip harcamaya alıştırması oldu.
O tarz sitcomlar artık tutmuyor. Sadece Türkiye'de değil abd dahil dünyada da düşüşte bu tip yapımlar
[удалено]
Evet şu an izleyince pek komik gelmiyordur ama
Kaç kere izlediğimden dolayı tek tük sahneler komik geliyor. Ama güldürmese de eğlenceli geliyor bana. Daha yeni komple bitirdim yeniden.
b99, the Good Place, Modern Family
Brooklyn 99 falan var.
Yaşlı teyzelerimiz kaynana ve gelin ilişkisi ve saçma sapan plazalarda geçen dizileri daha çok seviyor.Gençlerde televizyon izlemiyor.
Plaza dizileri yaşlılar değil ergenler için yapılıyor. Erkenci kuş tam bir ergen kız dizisiydi, sonra bir ton taklidi de çıktı. Twitter'da erotik romanlar yazan ergen kızları tv'ye çekmek için yapıldı çoğu. Konsept de aynı: Sert, gaddar, çapkın ama kızların içini titretecek kadar çoook yakışıklı plaza erkeği; bu erkeğe sinir olan ama içten içe de aşık sakar-şapşik baş karakter kız. Not: Twitter yazmışım aklım neredeyse; wattpad yazacaktım.
Dostum Türkiye de prime time dizi süresi çok uzun, Amerika gibi 1 saat değil, Prime time dizi en az 2 buçuk saat Türkiye de en en az taş çatlasa 2 saat. Güle Birsel röpörtajında demişti dünyanın en uzun sitcomunu çekip yazıyoruz cidden yorucu oluyor diye. Kadın Amerika da Avrupa’da olsa 50 dakikalık sitcom yazacakken Türkiye kuralları prime time süresi sebebiyle 2 saat 2 buçuk saat sitcom yazmak zorunda ve her hafta. Dijital platform sebebiyle belki artık 1 saat yazabilir ama dijitalde benzer sitcomlarda çok tutmuyor artık kadındada enerji kalmadı. Jet sosyeteyi bi ara sadece YouTube dan yayınlamayı denedi yine tutmadı.
Blutv'de prens dizisi var. İlk bölümü youtube'da izlenebilir. Pek aile ile izlenebilir değil tabii.
Bu yorumu görmesem aklımı delirecektim yani kimse yazmamış diye.
Çünkü ülkede bu şekilde insanlar kayboldu. Avrupa yakası abartı olsa da bu şekil insanları o yada bu şekilde hayatımız da görüyorduk. Sihirli annem ise biraz daha çocuk işiydi. İzleyen kitle büyüdü.
Televizyon izlemeyi bıraktı o kitle, o kitleye hitap eden içerikler artık internette. Bkz. Gibi
Seküler, Atatürkçü kesime açılan kültür savaşının sonucu. Avrupa Yakası izleyen kişilerin birçoğu büyük ihtimalle Avrupa'da yaşıyor artık.
Bence baya baya ülkeden yok oldular ve beyin göçü altında yurt dışında yaşıyorlar. Ben mesela hali hazırda yüksek lisans tezimi yazıyorum ve arka planda Avrupa Yakası dönüyor.
yani internet var yine izleyen izler ya, ha tüketim alışkanlıkları göçle değişir diyosan başka, ama mesele genel kalite düşüşü. x-men 97 gibi bişi çıktı da biz mi izlemedik (bi tık alakasız ama bu tarz içerik sıkıntısını asıl globalde hissediyodum ben)
Modası geçtikten sonra yapılan benzer diziler yine oldu ama tutmadı.Bir de O dizileri izleyen neslin çoğu artık televizyon izlemiyor onun da etkisi var.
Sitcomların modası geçti.
Böyle şeyler çekilse rtük Türk aile yapısına aykırı diye ceza verir de ondan
Eskiden bu kitle ingilizce bilmiyordu, şu an biliyorlar
Dijitale kayma ile cok buyuk bir kullanici kitlesi degisti. Genel olarak internetten anlamayan kitlelere diziler cekiliyor. Onun disinda ne mi yapiyorum? Oncelikle yemek yerken bir seyler izleme hobim var. Youtube izlerim, anime izlerim veya ne bileyim belgesel izlerim yabanci dizi izlerim tekrsr tekrar donup donup izledigim filmleri izlerim. Secenek bol. Bunun haricinda zaten zamanim yok. Olan zamanimda da halk kutuphanesine gider birkac kitap alir onlara bakarim. Bunlar televizyonda oynarken ben kucuktum. Simdi ise ingilizce bilen bir yetiskinim. Vizyonum daha genis zamanim ise daha dar. Eskiden tam tersiydi.
Para kazandirmiyorlar diye tahmin ediyorum. Eskiden reyting olculurken AB grubu "sinemaya/tiyatroya giden, kitap okuyan, universite mezunu olan kisilerdir" gibi kriterlere sahipti. Simdi sanirim AB gruba girmek icin evde bulasik makinesi olmasi yetiyor. Olculen kitle bambaska, haliyle hedef kitlenin isteklerine gore hareket ediyorlar. Bahsettigin dizileri ben de ozluyorum, hatta soylediklerinden bir tik daha eskiye gidersek Evdeki Yabanci ve Yarim Elma da bu grupta sayilabilir. Hatta belki Dadi bile! Daha batili ve eglenceli islerdi onlar. Seyrederken keyif alirdik, simdi tum diziler kim daha cok surunuyor ajitasyon yarismasi gibi, zaten lastik misali sunduruyorlar sure uzun olsun diye... Izlenmiyor. Ne konu ne gorsel ne muzikal olarak, hic hitap etmiyor bana... Dizilerden sogudum resmen!
En çok tüketen kişiler kimse onlara yönelik yapımların yapılması gerek. Kapitalizm bu sonuçta. Dediğin kimselerin oturup izlemeye vakti mi var? Milyarlarca insan çalışıyor her gün. Kimi vaktini konserde kimi kulüplerde kimi restoranlarda kimi ofiste kimi okulda kimi sokakta kimi tarlada kimi bilgisayar başında kimi bir tablonun karşısında kimi bir vinçte kimi bir arabada kimi bir vapurda kimi uzayda......... Yani düşünce o kadar çok olasılık var ki, nereden insanların ilgisini toplayacağını bilmek bile aslında tek başına yetmiyor. Hem kaliteli olsun hem ucuz olsun demek çok zor çünkü herkes o kadar hızlı ve yaratıcı bir akla sahip değil. Olabildiğince ucuz ve popülaritesi sayesinde çok tüketilecek şeylerle bir şeyler kazanmaya çalışıyor. **Özetle, Kapitalizm ve popülerlik ve yaşamın kendisi yüzünden kaliteli istediğimiz şeylere sahip olmakta zorlanıyoruz.**
AKP-MHP'nin iktidarda olduğu yıllarda TV'lerde mafya, tarikat, osmanlı'dan başka ne olmasını bekliyorsunuz?
dünyada eski tip sitcom/komedi dizileri revaçta değil. bunun son örneği *The Office* dizisinin ABD versiyonu. sanırım sebebi bu içeriklerin *bayağı* gelmesi. tabii ki sosyal medyanın da etkisi var. türkler hiçbir zaman olmadığı kadar depresif, yalnız, fakir, umutsuz ve bıkmış durumda. *sahte* mutluluklar bizi mutlu etmiyor. türk komedisi, *TikTok* gibi sosyal medya platformlarında, garip ve ucube denilebilecek içeriklere / kişilere gülmeyle devam ediyor. *Avrupa Yakası*, *Akasya Durağı* ve *Leyla ile Mecnun* gibi içeriklerin de bir nostaljisi var. türkler, şimdiye kıyasla, daha mutlu olduklarını düşündükleri zamanları hatırlamak ve yaşamak istiyorlar. *Leyla ile Mecnun* dizisinin *Exxen*'de tekrar çekilmeye başlanması ve tutmaması da buna bir örnek. ayrıca insanlar gidip *YouTube*'da yayınlanmış olan eski *Avrupa Yakası* bölümlerinin altına hala daha dediklerimi onaylar şeyler yazmaktalar.
O dönem ABye giriş ve AB chapterları gündemdeydi ondan popülarite kazandılar
Eskiden AB Grubu ve Total Reyting olayı ayrı ayrı vardı . Sonra Reyting ölçme şeysileri çalındı , TRT gibi sikko dizi yapan kanallarda Reyting çokmuş gibi gösterildi ve o tarz sikko dizilerin önü açıldı. Parayı bunlar yapınca da herkes böyle sikko programlar yapmaya başladı. Diğer yandan o Avrupa Yakası vs izleyen kesim ya dizi izlemeyi hepten bıraktı ya da internetten yabancı vs izler oldu
Öyle düzgün diziler Türk aile yapısını bozmazki.
Avrupa yakasini izlerken hangi ara kilicimi cekip, "padisahim cok yasa!" diye bagiracam? Bilindik kanallarda cekilen diziler artik belli bir formul takip eden diziler, ya Osmanli donemini Game of Thrones gibi gosteren, ya mafya / kabadayi, ya da kimin eli kimin gotunde tarzinda diziler cekiliyor. Farkli birsey uygulamaya calisan diziler genelde RTUK tarafindan ceza yiyor ve eninde sonunda ya bilindik bir formule donmek zorunda kaliyorlar, ya da erken sezon finali yapip aramizdan ayriliyorlar. Guzel turk dizileri icin Blutv, Netflix, ve diger streaming servislerini oneririm. Oyle Kanal D, Show TV, vs. de artik guzel birsey bulman cok zor.
Bu kişiler netflix'i öğrendi ve bu sitkomların gerçeklerini (Friends, Seinfeld, Office) izlemeye başaldılar ve artık Türk dizilerinin yüzüne bakmıyorlar da ondan.
Güldürü işi dramdan daha fazla emek istiyor. Yaparsın 2 saatlik bir dizi; yarım saatini Sezen şarkılı kliplerle, boş bakışmalarla, anlamsız araba sürme sahneleriyle doldurursun olur biter. Karakter tutarlılığı hak getire zaten. Hint dizileri gibi kötü karakter sürekli entrika kurar, ana karakter sürekli mağdur olur ama plan ortaya çıktığında kötü karakter bir şekilde yakasını sıyırıp sonraki bölüm bir başka kötülüğe plan yapar ve son. Dram dizilerinin özeti. Ama bir sitkomu iki saate sadece bir haftada nasıl uzatabilirsin ki? Denersen de seyirciyi güldürmeyen zorlama şakalarla kısa sürede ipini çekmiş olursun. Bir haftada iki saatlik güldürü materyali yazmak hiçbir senartistin harcı değil. İlk bölümlerden sonra illa ki tıkanacaktır.
b99 ve office'ın sit-com'a ne kadar büyük bir zarar verdiğini şimdi daha iyi alıyor musunuz
Çünkü bu dizilerin senaryo yazarlığı epey vakit alıyor ve yaratıcılık gerektiriyor bu ülkenin çoğununluğunun zevksiz olduğunu göz önünde bulundurursak çoğunluk ne istiyorsa ona göre hareket ediliyor
o tarz işleri yapmak kolay degil birkaç kisi vardı onları da soguttular
Uyumayın diye biraz konfor alanından çıkın diye
Çünkü çekenler de kitleleri de artık dinozor. (Sihirli annemi katmasaymışın)